Nereye ait olduğumu bilemiyorum
Bekliyorum öylece , için için yanıyorum
Her esinti beni , bir yere savuruyor
Bekliyorum , beklemek cehennem gibi
Binalar yıkılır , toz toprağa karışarak
Ellerini koklayıp da bırakamadığım
Yüzüne bakıp da doyamadığım
Gözlerim dolu dolu olup da ağlayamadığım
Nasıl bırakıp gittin beni
Korkum buralardan gitmen değil
Bu genişliğine rağmen
Neden dar gelir dünya bana.
Bu ağlamalar niye?
Nice sevilecek şey varken.
Bu umutsuzluklar niye?
Ümitlerimi yeşertecek olan varken.
Bahar geldi şehrimize
Canlandı sokaklar bahçeler
Bağdaş kurup oturmuş bir adam
Çiğ düşmüş çimenlerin üzerinde
Sahildeyim
Denizin defalarca gelip
Varamadığı
Her seferinde geri döndüğü yerdeyim
Gecedeyim
Ay' ı saklanmış
Dağlarda koşan rüzgarın
O esintisini hissedemedim
Ormanda akan derelerin
Kayasındaki yosuna dokunamadım.
Masmavi köpük köpük denizin
Tuz kokusunu ciğerlerime çekemedim
Bir gezi dönüşüydü
Neşeyle gülüyorduk
Mutluyduk...
Bilmiyorum nedense
Birden sus pus olduk
Tıp demiş çocuklar gibi.
Yorgundum , sanki bir hayale dalmıştım.
Bir sesle irkildim , taşınıyor musun?
Yüzümü sese cevirdim , şaşırmıştım
Yakın gözlüğümün üzerinden baktım
Elimde bir kitap
Sayfaların arasından birşeyler dökülüyordu yere
Çıkıp gidelim bir sabah ansızın
Yavaş adımlarla yürüdügümüz kaldırımlardan.
Göz göze bakıp daldığımız o parktan
Susarak anlaştığımız , konturlu telefon kulübesinden.
Çıkıp gidelim bir sabah ansızın
İçimde bir yerlerde ta derinlerde
Bir çiçek yetiştiriyorum.
Gözlerimden birkaç damla yaş
Nefesimden bahar esintisi
Dilimden dökülen sevgi nameleri
Birde yüreğimden şefkat dokunuşları.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!