Gönlümün terk edilmiş dehlizlerinde
Dolaşırken her seferinde
Daha karanlık yerler keşfediyorum
Habersizim
Ne zaman boyadın onları karaya
Hani bir inat uğruna
Yalın ayak yürüyorum
Paçalarım kıvrık
Uzanıyor önümde
İncecik kumlardan oluşan bir sahil
Dalgaların kucagında geliyor
Güneşin altın sarısı ışığı
Gecenin içindeki ay gibi durmalı,
Aydınlatmalı çevresini , kovmalı karanlığı insan.
Kalıbın harcı beklediği gibi beklemeli,
İçinden sapasağlam bir bina çıkacağını bilmeli insan.
Hayat işte
Yüzde kırışıklık
Saçlarda kır
Geçip gidiyor öylece
Herşey tam olsun
Diye uğraşırken
Sen benim yüreğimin yarasısın
Kabuk tutmaz kanar , kanarsın.
Kanarım o sözlerine , yüzündeki gülüşüne
Tekrar tekrar kanar , kanarsın.
Hayat mı? devam ediyor.
Yaşıyoruz işte
Ceviz misali
Çatlasam da , kırılsam da biraz
Fındık gibi
Çıkmam kabugumdan , kolay kolay artık.
Neşenin de fukaralığı olur mu?
Deme bana öyle ;
Bende hayat siyah-beyaz
Rengim gitti , dönmüyor geriye.
Umutsuzluk çöktü ruhuma,
Nereye ait olduğumu bilemiyorum
Bekliyorum öylece , için için yanıyorum
Her esinti beni , bir yere savuruyor
Bekliyorum , beklemek cehennem gibi
Binalar yıkılır , toz toprağa karışarak
Bir gün , bu zaman bize
Bir oyun oynarsa.
Akan bu hayatın içinde,
Her birimiz bir yerlerde kalırsak.
Bil ki birileri hala
Pencere kenarına oturmuş
Ellerini koklayıp da bırakamadığım
Yüzüne bakıp da doyamadığım
Gözlerim dolu dolu olup da ağlayamadığım
Nasıl bırakıp gittin beni
Korkum buralardan gitmen değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!