Dağlarda esip
Maviliklerde buluşmam gerek.
Bulutlardan kopup
Denizlere kavuşmam gerek.
Gençlik bir uçurumdu ,uçuldu geçti
Şimdi yola geldik , yürünüp gidilecek
Belki yarın bir iskemle gerek , zirveye varırken
Yamaçtan aşağıya bakarken , geçen mevsimler yad edilecek
Kimlerle uçtuk , kimlerle yürüdük , kimlerle dinlendik.
İçimden coşkuyla akan nehirleri
Sen nereden bileceksin
Adını duyunca senin
Ezberimden binlerce aşk şiirinin geçtiğini
Sen nereden bileceksin
Gönlümün terk edilmiş dehlizlerinde
Dolaşırken her seferinde
Daha karanlık yerler keşfediyorum
Habersizim
Ne zaman boyadın onları karaya
Hani bir inat uğruna
Yalın ayak yürüyorum
Paçalarım kıvrık
Uzanıyor önümde
İncecik kumlardan oluşan bir sahil
Dalgaların kucagında geliyor
Güneşin altın sarısı ışığı
Hayallerim kaldı kalemin ucunda
Kayıpların , sızılarım , az da olsa sevinçlerim
Yanarak beslendi yüreğim
Tarif edilmez tada dönüştü içerim.
Dertlerimle arkadaş oldum , yoğruldum
Gecenin içindeki ay gibi durmalı,
Aydınlatmalı çevresini , kovmalı karanlığı insan.
Kalıbın harcı beklediği gibi beklemeli,
İçinden sapasağlam bir bina çıkacağını bilmeli insan.
Hayat işte
Yüzde kırışıklık
Saçlarda kır
Geçip gidiyor öylece
Herşey tam olsun
Diye uğraşırken
Sen benim yüreğimin yarasısın
Kabuk tutmaz kanar , kanarsın.
Kanarım o sözlerine , yüzündeki gülüşüne
Tekrar tekrar kanar , kanarsın.
Hayat mı? devam ediyor.
Yaşıyoruz işte
Ceviz misali
Çatlasam da , kırılsam da biraz
Fındık gibi
Çıkmam kabugumdan , kolay kolay artık.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!