hayatım küf tutmuş sonbahar
yapraklarının üstünden kayıp geçti
gecenin izlerinde nefesim
alacakaranlıkta kayarken bir ışık
ölümün üstünden atlayarak
gelip hayalimle birleşen yalnızlık
sen parmaklarında işaretli
tarihi şehirleri besleyen ay
baharın dilimizdeki adısın
ruh taşıyan gemilere
gökten inen yük
rüzgar ve düşlerimdeki sır
gece bahçende ay
ışıklarıyla dolduruyor evi
ağlamaya başladığında müzik
derisini soydum yüreğimin
kalbinden dökülen kelimelerle
güzel eğip yüzünü
aya dönmüşsün
gül kırılır da
utanırsın hicabından
dikenin merhametine yaslanır
taştan betondan şekillenmiş bedenler
gülen insanların buzdan yapılmış
heykelleri ile dolu dünya vitrini
sahibini güldüren oyuncaklar gibi
denizin uzak kıyısında kayaların yüzüne çarpan
virane kalbim kırık bir dal parçası sanki
hayat zor be oğul
bunlar da geçer elbet
zeytin ağacının gölgesinden
yükseliyor güneş
saracak yaralarını
1.
döndüm, dünyadan bir parça kıştı
sustu şiirler
bir martı serkeşliğinde rüzgâr
kapımda solgun bir dilenci yüzü
sessiz sedasız bir geceye düşmüş kalbime
açıkta kaldım
denizi kirleten ırmağın kapısında
yeni bir yol aradım
kesişti yollarımız
su içtim, baş üstünde tuttum
sesimde uğultusu,dağların
çoşkusu akıntılı bir ırmağın kollarında
duygu seli toz zerreciklerinden,rüzgarın
gözlerinden girdiğim kuyularına
içe kapanık
hep içten dışa doğru kapanık
güneşin kuşlarını
bulutların altında uçuran
aynada yansıyan aç ruh
iç denizinde güneşin
derinlikleri ıslatan
göğün suyu mu




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!