güzel güzel kuşlar
kurşun bakışlarıyla
aksa semalarında çığlık
dolandı durdu kentin
kekik kokulu saçlarında
hırçın dokunuşlarla içimiz
1.
kış olsa da mevsim üşümeyiz
baharat kokuları üstünde taşınır cesetler
doğu kapısından girer tabut geride naftalin kokusu kalır
nefis bir rüya uyandırdı o ki, güzel ölüm
göğü öpüyorum
her sabah ağladığımda
sımsıkı öpüyorum tanrım
ellerini tutuyorum göğün
yağmur düşünce yüzüme
göz kırpıyor bahar
aynalarda gördüm yıllardır
süren uykunun düşünü
saçların mıydı
seni kördüğüm eden
avuçlarımda taze
açlık hissiyle dua
ateşe serpilmiş gök konuşmaları
terlemiş hamurdan çocuk bedenleri
ateşli ve kımıltısız yakan içini
rüzgara bir dağcı hızıyla
bir fizik deneyimi ile yansıdı yüzüme yaşamın sade yanı
kaçak incir sofraları,asker türküleri
çarşaf serinliği örtü aydınlıkları
el fenerlerinden sıçrayan orman yangınları
bir fizik deneyimi ile başlayan nasırlı eller mantar hastalıkları
unutulmazlığı ile zeytin ağaçlarının koylarında sabahlayan ay
rüyalardan geçtim
kendi ölümüme götürdü düşler
yol boyunca izlediğim sararmış yıllardan kalan
gerçekliğe vardım biriken sonsuzluğa aktı bir ömür
gördüm, ölümün bir uyanma olduğunu
ah,kaybettiğim yerde kendimi
bekleyiş sürgünü bestelenmiş
yaprağın ince damarlarında
kayıp müziğin türküsü
ne su zengin su ne aşk
ağlayan bir aynada
sonbahar kışında, esrik
hem suda hem aynada
yaralı bir bağ kuşunun
saçlarının dibinde
aynalardayım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!