Şairlik senin olsun. Şiiri - Yorumlar

İbrahim Etem Ekinci
389

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Şairlik senin olsun meydanında at koştur
Ben şair değilim ki zaten yazmayacağım.
Nesir-i şiir diye yuttur lay lay lom hoştur;
Ben ozan kültürümü asla bozmayacağım.

Edebiyatı katlet söz nasılsa değişken
Birde sanat de buna hazır elin değmişken.

Tamamını Oku
  • Zeynep Hicran Demir
    Zeynep Hicran Demir 15.11.2011 - 21:40

    Bir çok ozanın hıssıyatına tercüman olmuş,sözlerın imbikten

    geçirilmiş hali...söylemlerı ırdeleyışınız..

    onur lu bir seslenışle. msjınızı isbetlı kılıyor; sevgili ağabeyım.

    sevgi,saygı ile

    Cevap Yaz
  • Hikmet Çiftçi
    Hikmet Çiftçi 15.11.2011 - 16:50

    (BİR ŞİİR TAHLİLİ)

    GEÇMİŞİ GÜNÜMÜZDE YAŞATMAK VE GELECEĞE TAŞIMAK…

    Değerli İbrahim Etem Ekinci Kardeşim.
    Bu muhteşem TAŞLAMA şiirinizi grubumuzda okuyunca:
    Çok MUHTEŞEM,
    Çok çok MÜSTESNA,
    Çok çok MÜKEMMEL
    demekten kendimi alamadım.
    Öylesine doğru, öylesine isabetli ve öylesine EDEBÎ bir taşlama olmuş ki, gerçekten ders kitaplarına hiç tereddütsüz konulacak emsalsiz bir örnek olmuş.
    EDEBÎ kelimesini bilerek ve özellikle kullandım. Hem edebi bir tür olarak, hem de edepli bir üslup, edepli bir eleştiri yapılmış olmasından dolayıdır.
    *
    TAŞLAMA:
    Bir kimseyi yermek veya toplunun bozuk yönlerini iğneleyici bir dille eleştirmek için yazılan şiirlere, halk edebiyatımızda TAŞLAMA denir.
    *
    A- ŞEKİL YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİRSEK:
    Koşma nazım türünün bütün özelliklerini göstermekte.
    a) 14’lü hece ölçüsü ile yazılmış.
    b) 7+7 duraklar hakim dizelerde. Hemen hemen hiçbir sekme yok.
    c) Geleneğe uygun olarak şair/ozan son dörtlükte mahlasını(takma ad – tapşırma) da kullanmış.
    d) Dörtlük sayısı da geleneğe uygun (3-7 dörtlükten oluşması bakımından) olarak düzenlenmiş.
    e) KAFİYE ŞEMASI (UYAK DÜZENİ): Tamamiyle koşma/taşlama özelliklerine uymaktadır.
    f) Dörtlükler; abab – cccb – dddb – eeeb – fffb – gggb – hhhb şeklinde düzenlenmiştir.

    g) DİL: Herkesin anlayabileceği, temelde “TÜRKÇELEŞMİŞ TÜRKÇE” dediğimiz bizleştirdiğimiz, millileştirdiğimiz bir dil kullanılmış. Farklı bir ifadeyle, kültür dili kullanılmış.
    h) Daha sade bir dil de kullanılabilirdi. Bunun anlamı günlük dil, sokak dili değil, aksine ozanlarımızın kullandığı SAF TÜRKÇE, ama şiir dili, edebiyat dilidir. Burada da kastettiği dil işte budur.
    i) Her ne kadar Türkçe olmayan kelimelere yer verilmişse de, bunlar artık kültürümüze girmiş, TÜRKÇELEŞMİŞ kelimelerdir.

    j) KONU: Taşlamanın temel özelliğine tamamen uygundur. Nesiri şiir zanneden ve kendini ŞAİR görüp böbürlenen zevatı, gayet edebi bir tarzda ve üslupta eleştirme, yerme, iğneleme vardır.
    Şiir yazdığını zanneden, ancak şiir bilgisinden bihaber olan; halk edebiyatını ve şiir kültürünü bilmeyen veya bildiğini düşünerek başkalarını küçümseyen anlayışa bir meydan okuyuş vardır. Ancak hafife almadan, ezmeden bir meydan okuyuş. Bu yönüyle de kültürümüzün ruhunda bulunan tevazudan uzak durulmamıştır.

    B – ANLAM YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİRSEK:
    ***
    1. DÖRTLÜK:

    Şairlik senin olsun meydanında at koştur
    Ben şair değilim ki zaten yazmayacağım.
    Nesir’i şiir diye yuttur lay lay lom hoştur;
    Ben ozan kültürümü asla bozmayacağım.

    Halk ve Tasavvuf edebiyatımızda genel bir anlayışla hiçbir şair/ozan, bir olumsuzluğu anlatırken bir başkasını kolay kolay örnek vermez, hedef tahtasına oturtmaz.
    Örneklemeleri, hatayı sanki kendi yapmışçasına anlatırlar.
    Burada da şair, kendisinin şiirden ve şairlikten anlamadığını öncelikle vurguluyor. Meydan senin olsun. Ben o meydanda zaten yokum. Nesir (düz yazı) alanında dilediğin gibi süslü püslü, sanatlı yaz. Yaz da, bu yazdıklarının neresi şiir? Bal gibi düz yazı. Yuttur, şiirden anlamayanlara. Hatta “çok çok güzel olmuş, etkileyici bir şiir, kalemine yüreğine sağlık vb.” cümlelerle “al gülüm – ver gülüm”cülere de kapalı bir gönderme yapılmış.
    Şiiri bilmeyenler, şairlik taslayanlar birbirlerini yüceltse de; gerçek şiir asla unutulmayacak, asla değerinden kabir şey kaybetmeyecektir.
    Halk kültürümüzün, ozan geleneğimizin bir içine girseler cüceliklerini göreceklerdir. O muhteşem deryanın içinde zerre bile olamadıklarının farkına varacaklardır. Belki de şiir diye yutturmaya çalıştıklarını kızararak, morararak şiirimsi mezarlığının en derinlerine gömeceklerdir.
    Ben kültürümü asla bozmayacağım. Yaşayacağım, yaşatacağım ve gelecek nesillere aktaracağım.
    ***
    4. DÖRTLÜK:

    Kök kafiye hece ne durak ne uyak nedir
    Dudakdeğmez muamma ya geniş ayak nedir.
    Tezene ana perde köprü ne kulak nedir;
    Bilmiyorsun gizleme sanma sezmeyeceğim.

    Bu dörtlükte şairimiz koşmanın genel özelliklerine hatırlatmış. Kök kafiye (koşmalarda daha çok yarım uyak kullanılır), ölçü (Genellikle 11’li hece ölçüsü kullanılır. Bunun yanında 7’li – 8’li – 14’lü hece ölçüleri de kullanılmıştır. Diğer ölçüler pek kullanılmamış ve tercih edilmemiştir.)
    Dudakdeğmez; dudaklarımızın birbirine değmesiyle çıkartılan seslerdir. Bunlar; “b, p, m” sesleridir. Bu sesler söylenecek şiir içinde hiçbir kelimede kullanılamaz.
    Muamma (lügaz): Gizemli, bulmacalı, kinayeli, tevriyeli bir soru sorma şeklidir. Tabii dörtlükler dâhilinde, ölçülü – uyaklı…

    Şiirimizin bazı özelliklerini dörtlüğünde vurgulayarak; bunlardan haberdar olmayan sen, kendini şair diye şiirden anlamayanlara yutturan sen, meydanların tozunu attıran sen(!) şimdi hangi şairlikten bahsediyorsun?
    ***
    5. DÖRTLÜK:

    Bilmek şart mı der isen derim ki aslı bunlar
    Şiir güle benzermiş gülün kök nesli bunlar.
    Musikinin temeli nihavent faslı bunlar;
    Bir notasız beste yap seni üzmeyeceğim.

    Çok akıllıca ve yine mütevazı bir üslupla eleştirisine devam ediyor şair İbrahim Etem Bey.
    Bunları bilmek şart mı?
    Evet şart.
    Nasıl ki musikinin temeli NİHAVENT FASLI ise;
    Nalsı ki NOTASIZ BESTE YAPMAK mümkün olamayacaksa, olmazsa (varsa böyle bir yeteneğin, yap da görelim diye de hatırlatıyor) şiirin kökü, aslı, temeli olan bu özellikleri bilmeden de şiir yazmak mümkün olamaz diyor.
    Güzel bir benzetme ve misalle şiirin ne olması, nasıl olması gerektiği hakkında biraz da ders vermiş oluyor.
    ***
    6.DÖRTLÜK:

    Tam anlamıyla bir meydan okuyuş, şiir sahasına davet ediş var. Şairsen gel, çıkalım meydana, söyleyelim şiirlerimizi…
    Akla karayı herkes gibi sen de gör.
    Yine çok ustaca bir söyleyişle, “SENİ FAZLA ÜZMEYECEĞİM” diyerek acıdığını belirtiyor.
    Bir yandan da ne kadar küçük olduğunu, cüceliğini (tabii ki şiir alanında), bilgisizliğini ve yeteneksizliğini, beceriksizliğini ortaya koyacağını ifade ediyor.
    Bilmediği halde biliyormuş gibi davrananın haddini bildirmektir bu.
    Şair ve ozanları hafife alanları hafife almaktan çekinmiyor şair. Sözünü esirgemiyor.
    Bu da kendine güveninin büyüklüğünü, korkusuzluğunun ve cesaretinin ihtişamını belirtmektir.
    ***
    7. DÖRTLÜK (SON DÖRTLÜK)
    Etemîyim sadece edebiyat meyilim;
    Fakülte bitirmedim hem üstat ta değilim
    Ozan kültürü aldım Sümmanilerden ilim.
    Sen sevmiyorsun diye ırak gezmeyeceğim.

    Yine koşmanın temel özelliklerinden biri, şairin/ozanın son dörtlüte adını veya mahlasını (takma adını) kullanmasıdır. Buna “tapşırma” da deniyor.
    Bu bir gerekliliktir.
    Özellikle sözlü halk edebiyatı geleneğimizde atışmalar, kalem kâğıt elde, yazıldıktan sonra söylenmez. Saz eşliğinde ve irticalen (içe doğduğu gibi, o anda ilhamın geldiği gibi) söylenir.
    Yani hem ölçü, hem durak, hem uyak uygun olacak ve hem de anlamca en iyi olacak. Dörtlükler birbirini anlamca tamamlar nitelikte olacak.
    İşte bu taşlamada bunların hepsi var.
    Kolay iş değil, bu yüzden ozanlık…

    Şair, tevazu ile “fakülte okumadığını, edebiyatı bu manada belki çok derinliğine bilmediğini, ancak USTA – ÇIRAK ilişkisi doğrultusunda SÜMMANİLERDE Sümmani ve Sümmani gibi ozanlardan) ders aldığını, onlara çıraklık yaptığını ve hatta, yine gelenekten olduğu üzere, büyük halk ozanlardan EL ALDIĞINI söylemekte.
    *İşte bunun eğitimi, hem de gerçek eğitimi de zaten bu değil mi?.. Yaparak, yaşayarak ve hissederek öğrenmek…
    Dolayısıyla dilin susmaz, telin kopmaz, sazın elden gitmez…
    ***
    GERÖEK ANLAMDA DÖRT DÖRTLÜK BİR TAŞLAMA OKUDUM.
    Ağız tadıyla, doya doya, ruhuma sindire sindire…

    İÇTENLİKLE TEBRİK VE TAKDİRLERİMİ SUNUYORUM.

    Sevgi ve saygı rüzgârları sizden yana olsun.
    Kaleminiz ve ilhamınız daim olsun.

    ŞİİRİNİZ MÜKEMMELDİ, MUHTEŞEMDİ, MÜSTESNAYDI…

    Dostça ve sağlıcakla kalınız.

    15 Kasım 2011
    Hikmet ÇİFTÇİ

    “GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”

    Cevap Yaz
  • Atilla Ertuğrul
    Atilla Ertuğrul 15.11.2011 - 15:05

    Üstadım yüreğin değerli kalemin var olsun Güzel bir taşlama olmuş Tam kıvamında Üstatlara yakılşan bir kıvamda olmuş Fazla kızgınlık Gayedeki maksadı yok eder demiş atalarımız Yine atalarımız arifin yanında gönlünü Şairin yanındada dilini tut demişler selam ve muhabbetimle selamlıyorum tam puan ve ato listmdedir..

    Cevap Yaz
  • Mehmet Yağcı
    Mehmet Yağcı 15.11.2011 - 09:43

    Antolojide okuduğum en güzel şiirlerden birisiydi sayın Ekinci.Herkes mutlaka bu şiiri okuyup kendine ders çıkarmalı kalemine yüreğine sağlık sevgili şairim.Seni ayakda alkışlıyorum RABBİM e emanetsin

    Cevap Yaz
  • Mehmed İhsan Uslu
    Mehmed İhsan Uslu 15.11.2011 - 02:04

    Tebrikler Üstadım!
    Hikmet ve marifet dolu, kinevi ve yüklü müstesna bir şiirdi. Yazan elleriniz dert görmesin. Haddini bilmeyene bildirmek de bir vazife ve insanlık borcudur.
    Takdirlerim ve tam puanımla özel listeme alıyorum.
    Vesselam..

    Cevap Yaz
  • Reyhan Altaş Şairler Dünyası Grubu
    Reyhan Altaş Şairler Dünyası Grubu 15.11.2011 - 01:49

    Yüreğinize sağlık değerli şair arkadaşım şiiriniz insanı yüreğinden yakalıyor duyguları nasihatle ve sitemle ilmek ilmek işleyip bu kadar güzel kaleme aldığınız için sizi canı gönülden kutluyorum başarılarınızın devamını dilerim kaleminiz daima kılıçtan keskin ilhamınız hiç sönmeyen bir meşale olsun şiirlerinizden tüm yüreklerde unutulmayan izler kalsın bu güzel şiirinizden dolayı sizi ve şiirinizi canı gönülden kutlarım Saygı ve sevgilerimle. +10

    Cevap Yaz
  • Nesrin Asena
    Nesrin Asena 14.11.2011 - 23:13

    Sayın şairim ders vermiş...yüreğinize sağlık siz yazmaya devam edin ...saygılarımla...+...+....

    Cevap Yaz
  • Salih Kozan
    Salih Kozan 14.11.2011 - 22:53


    Etemiye çatana akıl fikir kar etmez
    O deryayı ilimdir inanki gücün yetmez
    İlahi bir bilmece çözmek ile hiç bitmez
    Doğruyu söylemekten asla bezmeyeceğim.........salih kozan

    Yüreğinize sağlık etemi harikaydı kimse o sizi tanımıyor galiba selam ve saygılar

    Cevap Yaz
  • Funda Filiz Kotan
    Funda Filiz Kotan 14.11.2011 - 22:34

    Bu mektup yaman mektup .Okuyanın gönlünü yakar el aman mektup .Büyüklerimiz ne derse baş tacı eder .başımızda taşırız güzel dizeleri efendim .Hürmetler.+10 ant

    Cevap Yaz
  • Hanım Gemiciüzel
    Hanım Gemiciüzel 14.11.2011 - 22:29

    yürek kalem sesiniz daim olsun ilhamınız bol olsun sevgi saygıyla tam puan antolojimde hürmetlerimle

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta