ŞAİR EŞİNE ŞİİR YAZAR MI !!
Niye yazsın ki;
Niye yazmasın ki;
Hayda; hem nala, hem mıha mı vuracağız ? Değil, tabi ki, sabırla bu satırlar takip edilirse; nereye vuracağınız size kalır.
Eş nedir, eş kimdir.
Milletlerin:; olmazsa olmazı, aile kurumunun; karşı cinsten iki üyesi; öyle bir kurum ve üyelik ki; düşünün bu kurum patates değil, çocuk,nesil üretir. Bunun üstünde toplumsal bir değer olur mu? Katiyetle hayır.
Biraz yeri gelmişken; azıcık değinme gereği duydum. Eş kelime anlamı olarak: bir işin eşit olarak yapılmasını ifade eder. Okey oyunun da eş olur, birçok oyunlar eşli oynanır hatta. Aile statüsünde taşınan eş sıfatı; hayat oyunudur ki; çok ciddi bir meseledir.
Tedavülden kaldırılan karı koca ne anlama gelirdi.
Koca kelimesi ucadan geliyor, uca, yüce dağ anlamında, kar ise yağan kar var ya, işte o. Bu yüce dağı saran kar anlamındadır.
Karı olmayan dağ olur mu, höllük gibi dağılır gider. İşte o kar onu yeşillendirir, ormanlaştırır. Bilmem anlatabiliyor muyuz!
Atalarımız böyle sıfat eklerken ezbere mi nitelendirildiğini sanıyoruz biz.
Ruhsal derinlik ve sevgi umdeleri basitleştirilmektedir. Turgut Uyar diyor ya; yok ama her şey plastik.
Sabah kalktın; günaydın eşim ile günaydın karıcığım veya kocacığım aynı şey midir. Çağrışım zenginliği aynı tonda mıdır? Var hesabını yap.
Neyse bu misafir konuyu burada uğurlayalım.
Ara başlıklarımızdan biri neydi;
Eş eşine niye şiir yazsın ki:
Bakın şu terimde tamamen ifadesini bulur; mutluluğun havuzu olur mu? Olmaz. Ne demek bu. Mutluluğu yaşarsın zaten çoğu özeldir, su gibi akar gider, mutluluk birikmez yani.
Peki; hicran, hasret böyle mi; birikir değil mi; işte birikince o şiir gibi olur.
Şiir belgesel değil ki, hayatın tümünü çeksin.
İstisnası olmayan hiçbir şey yoktur yeter ki Nedim gibi zevk şiiri yazabilesin; o zaman yazarsın. Kime ne.
Şimdi sen karın ela gözlerine hasret şiiri yazarsan, akla gelmez mi; gözün kör mü, bak sende. Şiiri yaşa işte mübarek.
Bu bağlamda eşe şiir yazmak; çocuğa oyuncak almaya benzer. Ya olur mu; bence böyle canım, sen de tersini savun, şimdi kağıt kaleme de gerek yok durma yaz.
İstisnaları; eşin emeği için yazılır, yazdık işte bizde ‘emeğin adına Emine dedik’ dedik. Boşanma hariç; fevkalade bir ayrılık olursa; vefat, ağır hastalık, mecburi gurbet gibi hallerde. Yaz yaza bildiğin kadar.
İkinci ara başlığımız olan; eş eşine niye şiir yazmasın ki; bahsi de yeterince işlendi bence.
Şimdi Türk Şiirindeki eş şiirinin durumuna bir göz atalım.
Ben derim, ebeveyn sevgisi Tanrı tarafından set halinde verilir. Alman’da, İngiliz’de Türk’de anneyi sever nüans farkı olabilir.
Aşkı Allah yaratmıştır ama senin iç dünyan onu oluşturacak; işte anne, baba, kardeş vs. dışındaki; insan sevgisi aşkta dahil kişinin iç dünyası velhasıl yapısı ile orantılıdır.
Türk şiirini boydan boya okudum diyebilirim; ben bir saraydan, yattan bahsetmiyor ki, ne böbürleniyorsun diyesin, okudum diyorum. Gururla okudum.
Hemen her şair mutlaka bir tane ‘anne’ şiiri yazmıştır. Baba için bu orana nispetle az, eş için hemen hemen hiç yazılmamıştır.
Aklınızdan bazı örnekler geçebilir şu anda; merak etmeyin değineceğiz; en büyük eş şiiri, ‘makber’ nasıl yazıldığını anlatacağız.
Eş şiiri için Cahit Zarifoğlu merhum şairimiz bir örnektir.
Şairin merhume eşi bir gün; Cahit, Cahit yazmadığın şiir kalmadı hiç değilse bir tane de bana yaz deyince hemen kağıt, kalemi alır oracıkta, şu yazdığını şiir diye tutuşturur eline. Hanımı da yani şimdi bu şiir mi oldu der. Burada şairden yana olamıyorum; şimdi şiir mi bu.
/
"Ey Berat Hanım dersen ki
‘Bu ne zalim adam
Hâlimi bilmez hâlden anlamaz
Küçük bir şeyi mesele yapar’
- Ne büyük yalan -
Doğrusu var hakkın
N'etsem n'apsam
Kollarını bilezik
Boynunu kordon
Ayağına hal hal donatsam
Yine hakkın kalır".....C.Zarifoğlu..
/
Biliyorsunuz Ev Şairi diye ünlenen Behçet Necatigil’ın hanımı bir gün der; yeter hayalet gibi döndün Behçet gel de uyu uyu, el cevap; hanım sen şiirden sonra geliyorsun, herkes yerini bilsin. Niye böyle demiş olabilir; kendi elinde değil, illa dönecek o.
Gel gelelim; ‘makber’ e şair-i azam ünüyle maruf merhum Abdulhak Hamid Tarhan; bu şairimizin hayatına 4 kadın 5 nikah sığmıştır.
Büyükelçidir; eşi Fatma Hanım Beyrut’ta vefat edince orada defneder; bu teessürle ‘Makber’ i Beyrut’a 40 günde yazar.
Bu eşinin yası sürecinde Hariciye Vekili, bu şairimizin yolluğunu ödeyerek Paris’e tebdil-i hava için tatile gönderir.
Bu tatil sırasında Sezai isimli arkadaşı ile karşılaştıklarında: Sezai’ye yanındaki zenci bayanı göstererek Sezai’ciğim; burada biz de teessürümüzü böyle ifade ediyoruz diyerek tam şairce bir söz sanatı icra etmiştir (kynk..Y.Akengin)
İkinci evliliğini 5 yıl sonra yapmış olan şairimizi ve adı geçenleri rahmetle anarken; bu şairimizin aşklarını anlatan ‘Şair Aşkları. Abdulhak Hamit Tarhan” isimli çalışmamızla geniş malumata erişmek mümkündür. (Bu şairimizin hayatında ikisi yabancı olmak üzere:; 4 kadın, 5 nikah yer almıştır.)
Şair; elindekini değil, gönlündekini yazar; şair gönlündekinin kim olduğunu ne olduğunu çoğu zaman kendisi de bilmez buna inan. Hayat aşk, hasret, hicran ile donanmıştır.
Şu kadar ki; iftihar etme vesilemiz çok güçlü o da: TÜRK AİLESİ her yönüyle cidden dünyada bir numaradır.
Yaşasın ailelerimiz.
Kayıt Tarihi : 22.10.2024 21:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hacı Bektaş Veli'nin yanında bir hanım görenler; " Eşiniz mi" sorusunu yöneltir. Hacı Bektaş Veli tereddütsüz
" Hayır eşim değil ,o ,benim eşitimdir"
Der. İlk Türkler' de kadına verilen değeri ne yazık ki ,bugüne taşıyamamışız.
Şairin eşine şiir yazması... Toplumumuz edebi gereği eşine , ayan beyan sevgi sözleri söylemez..Mutluluğunu gözlerden uzak yaşar.
Sayın İlhami Bulut Hocamız, " Şiir belki gönüldeki özlenen bir sevgiliye yazılabilir veya sadece hayalî bir sevgilidir, belki de hiç öyle birisi yoktur " fikrindedir ki bence doğrudur. Aşka aşık olan,o sevgi duygularını içinde yaşatanlar da çoğunluktadır.
Abdülhak Hamid' e gelince, eşi Fatma Hanım o zamanlar tedavisi imkansız olan verem hastalığına yakalanmıştı
Nasıl olsa ölecek düşüncesiyle eşi ölmeden önce MAKBER eserini tamamlamıştır.
Aile, korunması gereken küçük bir müessesedir.
Saygılar sunarım..TÜLAY YILDIRIM..
Hacı Bektaş Veli'nin yanında bir hanım görenler; " Eşiniz mi" sorusunu yöneltir. Hacı Bektaş Veli tereddütsüz
" Hayır eşim değil ,o ,benim eşitimdir"
Der. İlk Türkler' de kadına verilen değeri ne yazık ki ,bugüne taşıyamamışız.
Şairin eşine şiir yazması... Toplumumuz edebi gereği eşine , ayan beyan sevgi sözleri söylemez..Mutluluğunu gözlerden uzak yaşar.
Sayın İlhami Bulut Hocamız, " Şiir belki gönüldeki özlenen bir sevgiliye yazılabilir veya sadece hayalî bir sevgilidir, belki de hiç öyle birisi yoktur " fikrindedir ki bence doğrudur. Aşka aşık olan,o sevgi duygularını içinde yaşatanlar da çoğunluktadır.
Abdülhak Hamid' e gelince, eşi Fatma Hanım o zamanlar tedavisi imkansız olan verem hastalığına yakalanmıştı
Nasıl olsa ölecek düşüncesiyle eşi ölmeden önce MAKBER eserini tamamlamıştır.
Aile, korunması gereken küçük bir müessesedir.
Saygılar sunarım..TÜLAY YILDIRIM..
Hüznü yaşadıkça yazarsınız, yazdıkça yaşarsınız.
Hüzün; müminin hamurunda karılı bir duygu değil midir?
İnsanı insânî vasıflardan uzaklaştırmayan ender duygulardan biri hüzün diğeri ise vicdandır.
Vicdanı olmayan hüznü nereden bilsin. Hüznü hissetmeyen, merhamet duygusuna nasıl vâsıl olsun ki?
Evet; en çok içimizi acıtan, hüzünlendiren olayları yazıyoruz.
Ama şu da var ki büyük acılar hemen yazılamıyor. Tıpkı yas dönemi gibi. Önce o acıyı kendi içinizde yaşıyor, kabullenip takatiniz yerine gelmeye başladıktan sonra yazabiliyorsunuz ancak.
Bunu kendimden biliyorum.
Anamın vefatından, babamın vefatından, memleketim olan K. Maraş’ın 2023 6 Şubat depremi ardından yaşadıklarımdan biliyorum.
Gelelim eşe şiir yazılır mı meselesine….
Eş; can yoldaşı
eş ki hayat arkadaşı..
Sırtını yaslandığın o üce dağ.
Anandan babandan bile sana yakın olan, aranızda mahremiyet olmayan tek kişi.
Sevdam dediğin, gönlünü, ömrünü, zamanını ve her anını adadığın insan.
Şiirin ta kendisi aslında.
En çok mutluluğu yaşatan, en çok düşünen ve belki en çok acıtan…
Zira en derin yaralar yakın mesafe atışlarından gelir.
Bence her şair, yazdığı şiirlerin çoğunda eşi geçmese dahi eşinin hayatında bıraktığı izlerin esintileri geçiyordur diye düşünüyorum.
Aile kavramı öyle mühim ve mukaddes bir kavramdır ki Türk Milletinin en büyük gücü olmuştur düzgün ve güçlü aile yapısı.
Biz, ailemizin her bir ferdini etimizle, kemiğimizle, yüreğimizle ve ruhumuzla severiz.
Ve şiirin kaynağı sevgi ve hüzündür efendim.
Harika bir yazı. Gönülden tebrik ediyorum kaleminizi.
Ve şuracığa can yoldaşım için yazmış olduğum bir şiirimi bırakıyorum...Nurgül kaynarca
*
Sol yanımın sonsuz yâri sevdiğim
( ??)
Derler ki; evlilik aşkı bitirir
Nedir bu gönlümün hârı sevdiğim
Her bakışın beni alır, götürür
Siler ruhumda efkârı sevdiğim
Say ki yaşamadım sensiz yılları
Seninle yeşerip sürdüm dalları
Efil efil esen sevda yelleri
Üfler kalbimdeki nârı sevdiğim
Gönül heybem sevda yükünle dolu
Kalbinde ara bul bendeki solu
Gül'e varır elbet bülbülün yolu
Buldum gözünde gülzârı sevdiğim
Sol yanıma düşen ince ağrımsın
Hakk'dan tek niyazım , sen tek çağrımsın
İftarlık suyumsun,yanan bağrımsın
Yaslandığım dağın karı sevdiğim
El ele geçirdik çeyrek asırı
İki tomurcuk gül bunun eseri
Yıkılmaz sağlam bu gönül hisarı
Sevda ile ördük suru sevdiğim
Sevgi hamuruyla kardık harcını
Sabır taşlarıyla ördük burcunu
Sıdk ile ödedik gönül borcunu
Sönmez aşkımızın nûru sevdiğim
İster cilve olsun, ister eda naz
Küsüp barışırken mendil kurumaz
Dilde sen olmayan gönül duam az
Sol yanımın sonsuz yâri sevdiğim.
Mızrabı olmuşuz gönül telinin
Şeydâ bülbülüyüz gonca gülünün
Meczup yolcusuyuz sevda yolunun
Ahirim de sen ol bari sevdiğim.
Nurgül KAYNAR YÜCE / K. MARAŞ
Şiir döşerdim ev tuğlalarını
Her karesi gül açardı bahçenin
Aşk ile yazardım tuğralarını
Bir elma olurduk yarısı benim
Ayrılır mıydı teninden tenim
Güller kıskanırdı gonca busenin
Perdeler örterdi şafaklarını
Ne bileyim işte hayali başka
Gönlü kapamışız bir defa aşka
Dünyaya yeniden geleydim keske
Rüzgâr tutamazdı kanatlarımı.
Biraz abartı oldu ama hocam suç sizin.
Nereden gelir aklınıza .......
Güzeldi yine hoştu.Yüreğinize sağlık.
"Kadın erkeğin cenneti
Erkek kadının devleti"
Herkesi rabbim yuvasında mutlu etsin.
Dua, saygıyla......mediha biyik.
TÜM YORUMLAR (5)