Kırık dökük hikayelerle doludur insan hayatları
Ama her defasında bir çaresini bulmuştur
Kendi kendini avutsada
Aslında kendi çaresizliğinin hükmünü kurmuştur.
Yıllanıp giden şaraplar gibi daha da koyulaşıyor kanımız
Her gün biraz daha
Korktum hep
Kaçtım geleceğimden..
Yaşamayı beceremedim
Aklımdan geçtiğince
Karanlıklara gizlendim hep
Yıldızlara anlattım hep seni
Yağmur yağıyor
Ve suspus olmuş sokaklarda
Senin ayak izlerin var
Yollar benim artık
Ne arayanım ne soranım var
Gecenin alaca karanlığında
Hep eski günlerim gelir aklıma
Yaşanmış ve bitmiş
Hepsi varmış kendi yoluna
Ama nedense içimde bir burukluk var hala
Yapmak istediklerimi daha doğrusu yapabileceklerimi yaptım hep
Çoğu şeyi pas geçtim
Karanlığına sakladığım bu düş
Gerisi kalmayacak yaşantımın
Geleceği de,
Hançerler saplanıyor her gece umutlara
İnsan avcıları dolaşıyor bu şehirde
Ve ben
Giden umutlarını taşır yanında
Kalan hayallerini uçurur yarınlara
Kalana git
Gidene kal denmez ki..
Gidersen hayatın kalır geride
Kalırsan geleceğin gider önünde..
İki yüzük
İki hayatı birbirine ekleyen metal
İki hayat
Birbirinden habersiz,
Yüzük hiçbir anlam taşımıyor aslında
Hayatların kesişme noktasındaki mucizeden başka.
Yüreğimin sürgünü oldu bir kaç damla gözyaşım
Anımsatacak kadar maziyi birikintiler var içinde
Dünya denilen şu sarı mavi cennette
Herşeyi olduğu gibi varsayarız
Ne bir soru,nede bir avuntu
Sadece neyse o.
Hatırlar mısın çok sevdiğimiz bir şarkı vardı?
Beraberken hep dinlediğimiz
Ve dinlemekten hiç sıkılmadığımız
Hatırlar mısın yürüdüğümüz bir yol vardı?
Beraberken hep gezdiğimiz
Adresini hiç unutmadığımız o yol.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!