Beni bilmez, benliğime vurulan kelepçeler.
İçimde güneşler yanar, beni ışıklar pençeler.
Karanlıkları okunsa da gözlerimden kahrımın;
Fırtınaları bastırırım da beni bende gizler.
Tutulma sakın girdabına, girme ey sevgili;
Beni yutar, kaybolurum bendeki dehlizler.
Hasreti bileriz, umut taşında,
Nöbet tutarız her kalp atışında,
Can ile besleriz her göz yaşında,
Ömrün anlamı yok sen olmayınca.
Güne sitem, an’a sitem bil bunu,
Artık elim uzansa da ulaşmaz,
Benim düşlerinmden uzak aramız.
Mesafeler seni bana bırakmaz,
Artık mahşere dek kanar yaramız.
Sardın sarmaladın sevdam hapiste,
Diller anlatmaya yetmiyor aşkı,
Sözler aciz kalır aşkta be usta.
Nasıl denir hani yaşayan bilir,
Sevda ile yanmak başka be usta.
Keremi yandırıp köze döndürmüş,
Her şey her şey değişir, değişir zaman bile;
Asırlar gibi gelse, duramaz bir an bile.
Kapıları açık tut, sevgiler çiçek açsın;
Gönül ferman dinlemez, dinlemez sultan bile.
Çankırı-01.07.2004
-Savaşta karar kılan duyarsızlara-
Fırtınalar estirir alev, kan, barut karışır,
Batıdan kopar ki insanlık dışı bir fırtına
Mahsum batışlı kara gözlere kabus bulaşır,
Ezanın ve cefanın en ağırı sarılır sırtına,
Sersemletir; düşünceler bırakılmıştır esişine
Kemirir beynimi zehir zemberek,
Çare bilmez, çözüm bilmez ayrılık.
Gelenden anlamaz, gideni görmez,
Hiç halin ne diye sormaz ayrılık.
Zindan olur beynim, sarar tenimi;
Bügün yine kar yağıyor,
Üşür müsün kardelenim?
Ayaz var rüzgar yakıyor,
Üşür müsün kardelenim?
Yalnız günler sıra sıra;
Ey aşk! ..Ne hallere koyarsın böyle?
Yiğidin alnında kara mısın ki? ..
Sevda ocağında tüten dumansın,
Yiğidin bağrında yara mısın ki?
Kerem küle döner, Aslı perişan;
Zulmetin bana ey can,
Girdin kanıma ey can,
Döküldüm mısra mısra,
Sokul yanıma ey can.
Saadet böyle gelir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!