Ne zaman geldim, neresi burası?
Loş, soğuk, küf kokan bir otel odası,
uyumuşum saatlerdir kan ter içinde...
Ne işim var benim bu acayip yerde?
Yan odada bir feryat, küfür yüz karası
nedir bu, geceyi döven dalgaların hırsı?
Artık uyuyamam da gün ağarana dek
şu ileride salınan ne acaba, ışığı titrek?
Diktim gözlerimi, sanırım bir gaz lambası,
baktıkça devleşiyor ışığının kirli sarısı
altında ise birkaç sarhoş adam karartısı.
Fitili saran alev beni de koynuna alıyor
umutlarım gece ile deniz arasında kırılıyor...
Aşağıda bir taksinin marazalı motor sesi
geceyi delen kızıl saçlarıyla bir kadın
taksiden inişine bakılırsa kaymış portresi
belli ki filanca pavyondan bu gelişi
kim bilir hayallerinin onu kaçıncı terk edişi...
Hüzün buzulları kaplarken içimi, üşüyorum
bir titrek ışığa tutsak, sabahı bekliyorum...
İnanamıyorum, bu duyduğum bir martı çığlığı
nihayet kayboluyor şu gaz lambasının ışığı.
Birkaç bina ötede masum bir bebek ağlaması.
Saatler sonra ilk kez içimi bir sevinç sarıyor
demek bu şehrin sokaklarında her yeni gün
böyle bin bir sızı ve sancılarla doğuyor...
Kayıt Tarihi : 26.5.2003 10:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

sevgiyle,
TÜM YORUMLAR (1)