Bir kumulum, çölün dilinde eriyen
Her fırtına, bedenimden bir harf çalıp götürür.
Sen ise bir bedevisin,
Çölün kalbine diktiğin çadırında
Yıldız haritasını çizen…
Kum saatim tersine döndüğünde,
Zaman değil, susuzluk öldürür beni.
Aşk, bir vahanın serapla dansıdır:
Uzaklaştıkça büyür,
Yaklaştıkça buharlaşır.
Avuçlarımda kalan,
Islak bir kum tanesi
Tuz kadar acı,
İnci kadar nadir.
Yalnızlık, bir çöl tilkisinin izi:
Kumda kaybolur,
Rüzgârda yeniden belirir.
Kuyruğunu takip etsem de,
Kendimi dönüp dolaşıp
Aynı kum tepesinde bulurum.
Çölün matematiği budur:
Kayboluş, keşfin ta kendisidir.
Şimdi biliyorum:
Çölün ortasında bir kaktüs gibiyim
Dikenlerimle koruduğum suyum,
Bir gözyaşı kadar tuzlu.
Sen gelirsen,
Köklerimi kırar,
İçimi içersen…
Ama unutma:
Susuzluğun sonunda,
Çöl de denize dönüşür.
Kayıt Tarihi : 24.4.2025 21:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!