Romantizmin Yeniden Keşfi Şiiri - Yorumlar

..sanki her şeyi yerli yerinde de bi noktası eksik..ya sabır

şiirdeki yanlışları sıralarsam..şair bile utanır ve çekip gider..o yüzden sabrımızı test etmeyin isterseniz..

..yukarıdaki ise şiir müsveddesidir...şiir ruh işidir..ruhunuz yok ise..hiçbir çarede yok demektir..yoksa sadece al gülüm..ver gülüm..ağırlayalım..keyfimizi..yok öyle yağma..bu şiirin çektiği bitecek bu ülkede..şiir beklerseniz..gereken dersleri verecektir..kendi zapt edilemeyen..özgür ruhu ile..ruhuna güvenen..koysun şimdi noktaları..koyabilirse..

aklı başında her şair bunu bilir..boşuna ve gereksiz bir tartışmadır..şiirde nokta ve diğerleri olmaz..hangi sınırdan söz ederseniz edin bu gerçek değişmez...sevgilerimle

şiir bitmeyen...bitirilemeyen cümlelerdir...yoksa nesirden farkı kalmazdı...

Vişne ilkbaharın son aylarında , yazın başlarında çıkan bir meyve, Şair, Sonra sonbaharda doğan bir şair nasıl olurda, vişnenin tadını alır? Anlayamadım? Şiir tezatlarla dolu. Anlaşılan şehh efendi ona, doğru yolu göstemiş.

Kimse kusura bakmasın bu şiir hezayanla dolu.

Sevmedim bu şiiri...

İyi, güzel de...
Nedir be kardeşim, daha ilk kelimeden sonra nokta koymanın anlamı nedir? Bazı dizelerdeki işaretlerin amacını hiç anlayamadım.
Anlam mı vurgulamak istenmiş, yoksa ahenk unsuru olsun diye mi konulmuş?
Hem hiç büyük harf kullanılmayacak, hem de noktalama işaretleri kullanacaksın... Buna ne denir, edebiyat dilinde? Var mı bunun bir adı?
Artık duruma sizler karar verin ve yazarken ne yaptığınızı bilerek yapın.
Belki de ben bilmiyorum. Bilen varsa ve yazarsa ben de öğrenmiş olurum.
Konu nedir, konu bütünlüğü aramalı mıyız? Bilmem, böyle bir şey var mı ki?
Farklı duygular, gözlemler belki de düşünceler var.
Var, var da neresinden şiirin içine gireceğiz, nasıl estetik bir değer bulacağız?
Aslında daha farklı bir düzenlemeyle çok hoş bir şiir olabilirdi.
Bu sadece beni bağlayan bir kanaattir. Amacım şairi eleştirmek değildir. Olamaz da. Amaç şiiri irdelemek, ne olup olmadığı hakkında görüş belirtmek.
Şairine saygılarımla.

lise yıllarımızda okurken bu tip şiirlere ' NESİR 'adı verilirdi. Serpme yayma saçma dağıtma ...diğer adıyla ' DÜZ YAZI ' yani vezinsiz kafiyesiz yazı.
Bence şiirin ritmi ahe4ngi tınısı kulağa hoş gelen bir melodisi olmalı Ölçülü olmalı veya düz yazılar daha daha akıcı yazılmalı. Vişnenin tadı ve rengi şekil yerinde ölçülerine ve güzelliğine dikkat ettiniz mi!

Şiir gerçekten çok enteresan; adeta bir labirent içinde oldugunu bilipte, ordan çıkmak istediğini sanıpta ben bu durumumu nasıl şiirleştirebilirim diyen bir şairlik konum gibi..

Şiirine hakim şairi/ şairine keşfile üretiminde ustasına güveni veren şiiri severim..

Sadece gözüme çarpan -ama bu sahibine sadıklığından olabilir - şiirsel bir iki ufak anlam bozukluğu var gibi: “hep uzaktan sevmeyi hep uzağı sevmek sanarak” … ________‘hep uzatan sevmek sanarak hep uzağı sevmeyi’ bu anlam bozukluğunu giderirdi bence.
Çünkü önce sanılır sonra sevilir..Yani önce varsayım sonra tanım olmaz bence.. Bir şey önce sevilip, sevilen sonra sanılmaz..Önce tanım konulup sonra konulan tanım varsayım mı acaba denilmez bence!..

Diger nokta ise başlık: “Romantizmin Yeniden Keşfi” iken nerdeyse finale yaklaşırken: “öyleyse nedir keşfetmek istediğim”.. denmiş…iyi de başlıkta romantizmin yeniden keşfi demişsiniz..? Yani bu da: ..Bir helke su için çeşme arayışı……bu başlık olsun…şiire başladım vurgu..imge…sungu derken tam eve varmaya son basamağı attım ve..: .iyi de ben ne için pınara gittim! Demeye benziyor..

Sonuç, böyle şiirleri hissetme ve keşfetmeye zihin jimnastiğine okuyucu sürükler ve okuyucu ile diyaloga girer yönüyle de hoşlanırım..

Şairi, şiiri ve seçkiyi kutlarım..saygıyla..

Saygı ile..
Seçme şiirler panosunda ' Romantizmin Yeniden Keşfi ' başlıklı şiiri okudum. Şairimiz İsmail KILIÇASLAN'ın öteki şiirlerini de tattım. İmge ve simgeleri başıboş bırakmamış; kompoze etmiş. Kutlıyorum.

Şiirde noktalam, müzikteki bemol, diyez vb. işaretlerin işlevini üstlenir diye düşünüyorum. Bildiğimiz bir örnek vardır; virgülün yeri değiştiğinde cümlenin nasıl ters-yüz olduğunu gösteren:

I - Oku da,, baban gibi eşek olma.
II- Oku da baban gibi,, eşek olma.

Şairimizin bu şiiri, kâğıt helva rahatlığında yenecek türden. Dallarında rengarenk meyvelerin salındığı bir bahçede, bizleri şımarık bir çocuk gibi coşturdu. Ayrıca; kar'ın mendil iriliğinde salınarak yumuşak inişini de bedavadan seyrettirdi...
Bu güzel şiire, antoloji.com'da kayıtlı ' Yaşama Sevinci ' başlıklı şirimden alıntıyla eşleik etmek istiyorum:

' Kuşluk vakti uçuşan serçelerin
' cıvıltısını dolduruyorum koynuma, telâşla;
' Çünkü çocuk bahçeleri dağılacaktır birazdan.

' Nazla düşen kar tanesinin
' Yumuşak inişini öğretiyorum dudaklarıma;
' Çünkü sevgilim gelecektir birazdan.
.......................
......................
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*