Bu nasıl hikmettir canımdan geçtim,
Yaşayan ölüyüm badeler içtim,
Allah’ım umutsuz bir aşka düştüm,
Gözümün önünü göremiyorum.
Kavuşsam engeller yolumu bağlar,
(Merhum NEŞET ERTAŞ Ustaya)
Yıllardan iki bin on iki yılı,
Kırşehir de dağlar düzler ağladı.
Bakar kör geçtiğim hakikatlere,
Geldik geldik amma iş işten geçti.
Boşa dinlediğim nasihatlere,
Güldük güldük amma iş işten geçti.
Koynumuzda beslediğmiz çiyanı,
İnsanın belası dilinen dövlet,
El alemde boşa hata arama.
Nankörün âlâsı eşinen evlat,
Hasmını eşikten öte arama.
Benliğime nüfuz eden,
Bir olgusun içimde.
Ruhumu esir almış,
Bir kudretsin bende Sen.
Âlemin kahpesi kancıktan olur,
Bizim orospular burma bıyıklı (!)
........................................
Bir şey sana sana böyle kendini,
Doğrulmadı gitti belin emmoğlu.
Gülücükler dolu güler yüzünü,
Seviyorum diyen bir tek sözünü,
Beni Mecnun eden ela gözünü,
Dünyayı verseler değişmem ki.
Şevki göğe vuran ay cemaline,
Gülüm olsan gülüm, gönül bağında,
Derilmeye bile, değmezsin ki sen…
Huri olsan, sarılacak çağında,
Sarılmaya bile, değmezsin ki sen…
Bunca engel girdik sonra araya,
Neyine ki ondan bundan,
Kaç kaç otur deli gönlüm…
Kısa günde kırk kez candan,
Geç geç otur deli gönlüm..
Elin derdi sana tasa,
Derdini dertsize yanma divane,
Dertsiz Lokman olsa yara bağlamaz.
Her olur olmaza kanma divane,
El senin yasına kara bağlamaz.
13-Mart-2013-Çarşamba
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!