Farqîn gelek caran axîn û nalîn
Hewayeke xweş û biharîn
Hem gund e hem jî bajar
Dijîn tê de mirov liderdora pêncî hezar
Lê tê jiyîn çar demsal
Nasılsın diye sorma bana
Amedte vurulmuş elçi gibi
Farqin'de tarihe gömülmüş
Bir şiir gibiyim işte
Mısralarım sana yazılmaya meyilli
Gel sana aşkı anlatayım
Nasıl gözyaşlarına boğulduğumu
Nasıl yanlız kaldığımı
Karanlık gecelerimin ışığı
Nasıl aydınlatıldığını
Sevdanı nasıl içime gömdüğümü
Eşkıya aşklar yaşarım
Bir güneşin kızıllığında
bulurum gözlerini
Sevdalanırım dağlarına
Ben seninle ölmeye geldim
Yaşama'ya geldim umutlarımı
Gökyüzünde bir Yıldız kayar bu gece
Gözlerim ona takılır
yüreğime bir sızı düşer ansızın
sen gelirsin aklıma.
Bir kaç damla yaş dökülür Gözlerimden,
Yüreğime.
Gözlerin varyâ Kürt kızı,
Dicle gibi akar içimde, sızı.
Bin yılın ağıtı gizli,
Her bakışında eski bir yazı.
Yeşil mi desem, yoksa ela mı?
Gözlerin varyâ Kürt kızı, derin bir Fırat gibi,
Her bakışın bir destan, kadim bir ağıt gibi.
Harman yeri sıcaklığı, dağ rüzgarının sesi,
İçinde bin bir yaşam, bin bir direniş hecesi.
Sürmeli kirpiklerin, birer ok yaydan fırlamış,
Gözlerin varyâ Kürt kızı,
Diyarbakır'ın karası,
Gizler içinde nice yazıyı,
Bir sevda türküsü, bir özgürlük nazı.
Fırat'ın akışı var her bakışında,
Gözlerin varya, Kürt kızı,
Dicle'nin asi suyu gibi çağlar içimde.
Fırat'ın bereketi akar kirpiğinden,
Her bakışın, bin yıllık bir türkü söyler.
Gözlerin varya, Kürt kızı,
Güneşin ilk ışıkları vurunca surlara,
Diyarbekir uyanır, Mezopotamya'm uyanır.
Benim gözlerim, ey sevgili, daha sabah olmadan,
Silvan'ın taşlı sokaklarında seni arar.
Her bir köşede bir anı, her bir darda bir iz,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!