Ağaçtan düşen yaprak nasıl kurumaya mahkûmsa, gönülden düşen insan da unutulmaya mahkûmdur.
Beraber yürüdüğümüz sokaklar
Karanlık ve kimsesiz kaldı
Geceler çaresiz ve soğuk geliyor
Bir çiçek bir bahar bir güneş ol
Düş rüyalarıma çekilmiyor
Bu hasret sensiz
Beraber yürüdüğümüz sokaklar
Karanlık ve kimsesiz kaldı
Geceler çaresiz ve soğuk geliyor
Bir çiçek bir bahar bir güneş ol
Düş rüyalarıma çekilmiyor
Bu hasret sensiz
Gözlerin Delal,
Kaderlerinin ve kederlerinin bedbahtlığından,
Bin yılların unutulmuşluklarından,
Ve yalnızlıklarından,
Kimsesizliklerinden ve korkularından
Dağlara sığınmış köylerimizin
Pira Delal ( Zaxo köprüsü)
-Delal Gelinin öyküsü.
Zaxo ilçesi Dohuk kentinin en büyük ilçesidir ve Duhok'un 50 km kuzeybatısında yeralmaktadır. İlçe Türkiye ile İbrahim Halil sınır kapısının 8 km batısında yer almaktadır. Farklı dinler ve etnik kökene sahip sakinleri yüzyıllar boyunca Zaxo'da birlikte yaşamıştır. Zaxo merkezinde Habur suyu üzerinde inşa edilmiş tarihi bir taş köprü olan Pıra Delal bulunur. Nehir Zaxo'nun içinden akar ve birçok antik kentin başlangıçta Habur ortasında oluşan bir adada kurulmuş olduğuna inanılır. -Delal Köprüsü Zaxo ilçe merkezin bulunup Habur suyu üzerinde inşa edilmiştir. İnce geometrik bir şekilde yapılmış olan bu eski köprünün tarihi oldukça eski dönemlere dayanmaktadır. Pira delal'in ilk kez Roma döneminde yapıldığı düşünülürken , mevcut yapının Abbasi döneminden olduğu anlaşılmaktadır . Kürdistan'ın dört bir yanındaki Kürd halkı , büyük Pira Delal'i, aile boyunca barış ve keyif anıtı olarak ziyaret ediyor.
Newroz kutlamalarının sembolü haline gelmiş bir köprüdür Pira Delal. -Habur nehri üzerinde taştan yapılmış olan köprü ilçenin her iki yakasını birbirine bağlar. Uzunluğu 114 metreyi geçen köprünün genişliği 4.7 metre, yüksekliği 15,5 metredir.
Eşkıya aşklar yaşarım
Bir güneşin kızıllığında bulurum gözlerini
Sevdalanırım dağlarına
Ben seninle ölmeye geldım
Yaşamaya geldim umutlarımı
Tut ellerimden sevdam
Gökyüzüne uzanırken sıra serviler
Asma bahçelerin yansın kül olsun
Yerle bir olsun Babil’in fildişi kulesi
Kan ırmaklarında yitip gitsin
Sedef kakmalı hançerler
Ey Silvan’ın asi çocuğu…
Elinde ekmek kırıntıları, açlığın ve yokluğun içinden bile paylaşmayı bilen bir yüreğin var; gözlerinde esmer yüzlü çocukların bakışı, onların masumiyetinde saklı bir tarih, onların suskunluğunda yankılanan asırlık çığlıklar gizli. Dilinde yasaklanmış bir stran, söylemeye korksalar da senin dudaklarında dirilen, yasaklara rağmen kök salan bir haykırış… Sen sadece bir çocuk değilsin; bir milletin susturulmak istenen sesi, unutturulmak istenen kimliği, yarına devredilen umudusun.
İbretliktir ki, seni yok sayanlar senin gözlerinde kendi zalimliğini görür. Senin ekmek kırıntılarında halkının alın teri, gözyaşı ve geleceği saklıdır. Asi derler sana, çünkü boyun eğmezsin; tehlikeli derler, çünkü hakkını istersin; sus derler, çünkü şarkın özgürlüğün adıdır. Ama sen bil ki, yasaklanan her stran bir gün meydanlarda yankılanır, bastırılan her bakış bir gün güneş gibi doğar. İbret olsun ki, Silvan’ın asi çocuğunun kalemi de, sözü de, türküsü de bir gün zincirleri kıracak kadar güçlüdür.
Farqîn gelek caran axîn û nalîn
Hewayeke xweş û biharîn
Hem gund e hem jî bajar
Dijîn tê de mirov liderdora pêncî hezar
Lê tê jiyîn çar demsal
Nasılsın diye sorma bana
Amedte vurulmuş elçi gibi
Farqin'de tarihe gömülmüş
Bir şiir gibiyim işte
Mısralarım sana yazılmaya meyilli
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!