En güzel öykü bu
Dudaklarımdan saçlarına dökülen
Her telinin hatırına yazılan
Güzelliğine ithaf olunan
Özlenen bir an bu
Hayali kurulan
Öyle esrarengiz bakma bana
Omuzlarının üstünden
Ay gibi parıldama
Güneş batmadı daha
Aklımı ikilemde bırakma
Çıkıp gelsen öylesine
Öylesine ansızın
Girsen şu kapıdan
Kapı bile şaşırır gelişine
Heyecandan tahtaları dolaşır birbirine
Hasretinden gıcırdar menteşeleri
Öyle uzaktan seslenme
Işığını gözlerime tut
Varlığını gönlüme
Görenler garipser
Hislerimi bilmezler
Bende bir hal var görmezler
Uyandım bir papatya ovasında
Güneş mutluluğun doruklarında
Kuzular aşkı meliyordu
Anneleri 'Sakın ha!'diye tembihliyordu
Güvercinler onlara gülüyordu
Kumrular söylentilere aldırmıyordu
Pardon!
Bakar mısınız?
Bu kalp boş mu?
Şöyle bir köşede otursam?
Söz veriyorum,
Kırıp dökmek yok.
Hadi uzat ellerini
Aç kalbimin paslı kilidini
Aşka daldır bedenimi
Şaha kaldır şevkimi
Paylaşamam benim olanları
Güzel şeyleri hep kendime saklarım
Ama sen farklısın
Diğerleri gibi değilsin
Çiçekleri mesela
Bir penceremde dursunlar isterim
Ben bu pencerede beklerim
Gece gündüz demeden yolunu gözlerim
İçi yıkık dökük, sanki evdaşım yokluk
Ne ilgiden ne sevgiden yana bilirim tokluk
Lakin dışı bu pencerenin güllük gülistanlık
Sen bakın bereket, sen geçince bolluk
Sanırsın peri padişahının kızı
İpek döşeklerde yattı hep
Ne sıcak ne soğuk suya değdi
Rüyavari narin elleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!