Gitmelerin var ara-sıra uğradığın benden,
İçimde dipsiz boşluklar ve uçurumları doğuran.
Gitmelerin var sorgusuz suskunca bazen,
Beni o uçurumlara düşüren boşluklarda boğduran.
Kanatlarım kırılıyor göç mevsimim de değil ama,
Gitmeli benden,
Düşünmeden,
Durmadan,
Gitmeli benden.
Bilirim nereye,
Bir sana gitmeli.
Gitmeliyim kendimden
Ve terketmeliyim sokaklarımı.
Uzaklaşırken bedenimden
Aşındırmalı ayaklarım kaldırımları...
Gitmeliyim bu gök yüzünden,
Aynı tele konan
İki kırlangıç olamadık seninle
Uzaklar uzaktı yakınlar yakın
Birbirimizin ağzındaki
Birer cümlede birer isim olamadık
Bir çocuk ağlıyorsa sokakta ve bir dilencinin yanıyorsa canı,
Kesilmiş bacağının kopmuş yerinden sancıya sancıya;
Saç tellerin savrulmamıştır daha rüzgarda ondan.
Şemsiyen yağmur yememiştir mevsim ne olursa olsun.
Parsellenmiş bir dünya üzerinde yaşıyorken, parselsiz bir şekilde,
Deniz dudaklı, gök gözlü bir çocuk doğuyor senden gecelere,
Ellerimde gülüşüyor geceye düşen mutluluklarda yüzerken.
Bahar tenli, yaz gülüşlü bir velet up-uzun saçlarıyla gözlerimde,
Oynaşıyor durmadan bir ay serpiyor karanlığa sesinde.
Ötekileşmiş bir yorgunluktan gelmiş
Eskimiş sesi, yorgun bacakları
Kırılmış bir bakış vardı gözlerinde
Susma desen düşecek, sus desen gidecek
Esmer bir tende kırışıklıklarla bezeli
Zaman geçiyor görüyorsun
Sabah vaktinde kuşlar sesleniyor
Ve gün bir yağmurla bile olsa şenleniyor
Bizim rengimiz ne olursa olsun
Uyku vaktine damıtılmış bütün katıksız sessizlikler
Bir ben miyim böylesine tutuşan
Yok mu uzaklarda bir kulak
Yankılanan şu sesimi
Dağlardan seke seke kendisine çarpan
Bıraktım bütün kanatlarımı
Bacakların uzamalı iki yandan gövdemin,
Aşk fısıltıları geceyi ısıtmalı.
Gözlerin,
Evet evet gözlerin,
Gözlerimin içinde inlemeli.
Saçların düşmeli




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!