Bir babamın toprağa serptiği
buğday tohumları,
Birde gözlerindeki
tanımsız renkler umutlandırdı beni.
Birinde kardeşlerimle paylaşacağım
ekmeğin hamurunu...
Bugün sadece takvim yaprağı nisan
Mevsim formalite gündüz ışığında
Körpe bir uğultu var, güneşi kısan
Masum bir bedenin sessiz çığlığında....
Gökteki kandili söndüren Nuran
Kayan yıldızların vebali nedir..
Yerdeki imarı çizdiren mimar
Yurtsuz kalanların vebali nedir....
Ebet, evvelinden namını sorar
Anamdan, babamdan dualar alsam
Sırtımda taşıyıp Kabe'ye varsam
Nebinin yanında göğe duyursam
Hikmeti rahmanı sayıp gelir mi?
El yurdundan bu tarafa yozulsa
Nezaket vasfını veren kayırmış,
Güzellik üstünü, sanem ayırmış
Sanki kainata ikram sayılmış.
Mazlum duasına karşılık gelmiş...
Annesi arzını hakka duyurmuş
Yetmişi görmeyen ömür demini,
Fiske değse sakındığın canını,
Bakmışın bekliyor, vuslat gününü
Üstüne yapışır kalır mı sandın?
Ey! yüreğimin ipekle işlenmiş nakışı
Ruhumdaki gergefin sırma telisin
Ey! serinliğin Sahra'ya dönmüş akışı
Yeşil bilmez diyarın nevra gülüsün...
Ey! semirmiş hasretlerin epey ötesi
Mayısı tanımaz bir bahar gelir
Mevsim içleniyor O'nu görünce
İreme dönüşür, viran bir şehir
Babil süsleniyor O'nu görünce
Necidir o Leyla, kimlerden Şirin?
Bizim sevdaların şanı başkadır
Mahşere geleni Leyla biliriz
Bakiden kalanı, fani aşkıdır
Ebedi yareni Mevla biliriz...
Ne kılıçla öldük, nede tüfekle
Fitnelerin mavzeriyle vurulduk
Ne bir termen ile nede mızrakla
İhanetin namlusuna sunulduk..
Nafile dışarıda aradık suçu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!