Derdimi yazıyor küçücük kalem
Kağıda dökülen hece hece sen
Yürek kavrulmazsa aşk alevinden
Gözlerden inci inci yaşlar sızar mı?
Alemleri aydınlatır nurunun şavkı
Sensizliğin kara bulutları çöktü üstüme
Omuzlarımda kimsesizlik yükü taşıyorum
Kah gün doğacak diyorum temmuz güneşinde
Kah öleceğim diyorum hayatın baharında…
Heyulalar med-cezrinde dolaşmadayım
Kırık bir yelkenli ve bozuk bir pusula ile
Bıktım kavgadan huzuru özledim ben
Ne olur bırak bana karışma
Her kavgada vurulan ben, yıkılan ben
Yeter ne olur benimle uğraşma
Her şey didik didik sözlerde anılarda
Sevilmekten nasibim yok
Sevmek benim kaderimmiş
Mutluluk yok neşe de yok
Yanmak benim kaderimmiş
Ulaşınca rabbin emri
Kafeste doğmuş kuş gibiyim
Hayal bile edemem özgürce uçmayı
Kafesin telleri çarpınca dururum
Hissederim ama anlayamam özgürlüğü
Bir aşığın derin derin iç çekişi gibi
Gözlerim gözlerinin izini saklar
Kulaklarımda gülüşün duruyor hala
Görürsem el ele gezen iki sevgili
Sanırım avuçlarımdadır ellerin hala.
Dolaştığımız yerlerde seni arıyorum
Bensiz isem küser derdin güneş
Hani sensiz gün doğmazdı?
Hani her gülüşün bir bahardı
Ve gülüşünle çiçekler açardı.....
Issız dağ başında bir güz gününde
Gurubun saçtığı hüzünleri toplarım
Yanık yanık dökülen çoban kavalında
Her ses ile ben yanarım ben ağlarım
Bülbül sesleri dolduruyor bahçeyi
Kalbimin umut çığlıkları sanki
Uçmaya hazır bülbül, bekler gülü
Benim seni beklediğim gibi
Sonsuz bir sevinç kaplarsa içini
Vuslatın adını koyalım sevgilim
Vuslat mı elindeyken elim
Vuslat mı sevgilim benimken bedenin
Vuslat mı şuh kahkahalı sohbetler
Vuslat mı beraber yaşamak
Vuslat mı ölmek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!