Göklere doğru boy çekmiş serviler,
Şehadet parmağı uzatmış gibi...
Derler; Hüvelbaki ''tekmiş'' serviler,
O sonsuz olana işaret gibi...
Baş muhalif bir şaşkın ömrünce takoz oldu,
Kullanıcı ellerde müstamel bir koz oldu.
Adam dedi; ''sarayda altın klozetler var,''
Dediler ki; ''gel göster,'' anında bu toz oldu...
Ey kardeşim tanı bu yavşakları,
Kanla beslenerek bit olur bunlar.
Boyunların da ki gâvur tasması,
Çanak yalayıcı it olur bunlar.
Göstermezler senin hakkına rıza,
Tuz yedirdin yedik susadık yandık,
Dert, gam ver gelsin dolu sandık sandık.
Ey Celil, Cemil ümidimiz bitmez,
Dilimiz demesin haşa! '' Usandık...''
Yerden göğe şükür bolmuş görmedim,
Karun'un küpünü dolmuş görmedim.
Yoksulda kanaat zenginde tokluk,
Halinden bahtiyar olmuş görmedim...
Yalanlardan kötü zandan geçerim,
Gına gelir candan, kandan geçerim.
Çirkin hasletleri yamarlar bana,
''Bühtan'' olan imtihandan geçerim...
Mecnunlarla bir tutmayın beni de,
Ey gölgeler unutmayın beni de.
Yıldızsız gökyüzü ıssız geceler,
Koynunuzda uyutmayın beni de...
Sırlar deryasına dalıp yüz de yüz!
Ne acayip anlaşılmaz yüz de yüz.
İnsandır bu mir'atında yüz çeşit,
Bir yüz içre say say çıkar yüz de yüz!..
Bihaberim(!) Dürttü aymadım diye,
Türlü yaveleri duymadım diye,
Cehlin mektebinden icazet verdi,
Nokta-i nazara uymadım diye...
Nâr üstüne nâr tavlandık,
Çıktık sevgi ocağından.
Âşk örsünde gül çekiçle,
Dövülürüz din dan! Din dan!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!