Düşmüşüz gurbete, sıladan ayrı
Paramparça olduk, düzelmez gayrı
Bu mektup sanadır, buradan çağrı
Sıladan habersiz, kalma Mehmet'im
Ailenin ardında, dağ gibi dimdik
MERHABA EYLÜL
Sonbahar rüzgarları, eserken ılık ılık,
Vuslat ile serinler, her bir gelen ayrılık,
Gurbet görünür oldu, güzel sesli bülbüle,
Vefalı göçmen kuşlar, sıcak yaz güle güle.
Sonbahar rüzgarları, eserken ılık ılık,
Vuslat ile serinler, her bir gelen ayrılık,
Gurbet görünür oldu, güzel sesli bülbüle,
Vefalı göçmen kuşlar, sıcak yaz güle güle.
Hazan düşer yaprağa, kurur karışır küle,
Bir çocuğun gözünden herkes dünyaya baksa
Gözyaşları bir kez de olsun insanlık için aksa
Dünyada barış, eşitlik, madem adalet haksa
Nedendir bu zulüm, nedendir Mescid-i Aksa
Öyle bir hoşgörü ki "ne olursan ol gel"
Tanımadı aşk önünde, hiç bir engel,
Dünya felsefesi oldu, tıpkı pergel,
Dedi; aşk için, Yaradan için döngel!
Kimileri arar aşkı yana yana,
Yaraları ülkece, gün sarmanın günüdür
Dünyayı ahireti, gün sormanın günüdür
El uzatıp kardeşe, gün varmanın günüdür
Hakka içten el açıp, yalvarmanın günüdür
Bugünlerde en çok sanadır İhtiyacımız
Ne siyaseti gözetti, ne menfaat çıkarını
Öyle bir sevdaydı ki, düşünmeden yarını
Siper etti kendini, kara toprağa bağrını
Karlı dağlar söndürmez, vatana efkârını
Mamak zindanları, soğuk, ıssız ve serin
MÜJDELENMİŞ ŞEHİR İSTANBUL
Asırlardır işaretli cennetten o bahçe,
Değer biçilir mi hiç, ne altın ne de külçe?
İstanbul der yürekler yanmakta içten içe,
Karadan yürür gemi Galata’dan Haliç’e.
Nasıl bir acıdır bu kolay değil ki ikrar
Yaşanmasın acılar yaşanmasın tekrar
Kırılsın kalemleri alınsın artık karar
Bunların yaşaması insanlığa hep zarar
Narin'i evladının yerine koyup kıyas
Barınacak yuvası, evi barkı kalmadı
Gülen yüzleri soldu, oyun parkı kalmadı
Yaşayanın ölüden, pek de farkı kalmadı
Ağıttan başka da dilde şarkı kalmadı
Çocukların Gazze'de yaşam hakkı kalmadı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!