Yüreğimin kuytusuna
Bir deniz düştü ki sorma
Büyüdü durdu o deniz
Yüreğimin taşlarına çarpa çarpa
Dalgalanıp durdu devleşti
Yüreğimin sevgisizliğini boğa boğa
Kapanma! Kirpiklerim kapanma.
Aksın gitsin gözlerim
Bırak dünyanın bütün lağımları
Akmaya devam etse de içime
Kapanma
İçime birikecek pisliği düşün
Adım başı yalnızlık
Ve uçurum boyu dışlanmışlık
Kişi başı hasretlik
Ömrüm boyu içlenmişlik
Dibe vurmadıysam eğer
Acı çeke çeke de olsa
Bir düştük mü ipten
Cambazlık gitti demektir elinden
Yüreklerini ağzına getirdiğin seyirciler
Dişlemeye kıyamaz, canın da olsa yere düşen
Yine kıyamazlar zaten
Asırlardan yirmibirincisi
Cehennemin ta kendisi
İki bacak arası
İkiyüzelli gram davası
Tutar mı artık aşkın mayası?
Bu da neyin nesi?
Kendimde değildim
Bir suç işledim
Kandırıldım ve kaçırıldım
Sensizliğin ta dibine
Orda tek sen vardın soluğumda
Söylediği türkünün rengi sesine öyle oturmuştu ki
Tuvalime nakış gibi işlemişti yedi renk yedi nota gökkuşağını
Tanrı bile kıskanmıştı
Artık gökkuşağını daha bir özenle işliyordu gökyüzüne
Ve yağmurları öyle narin dokunduruyordu ki yeryüzüme
Tıpkı babamın söylediği türkünün her bir rengi gibi,
Bir demet sadakat;
Bolca
Bir baş ince kıyılmış yürek;
Yarin elinden.
Bir tutam ödün yaprakcığı;
Köklü kişiliğinden.
Bir geceye sığdırılmış dostların en iyisiydi
Ama güneş avcıma bırakmıştı yüreğini
Ne olduğunu anlayamamıştım
Pişmanlıklar uçurumuna düşmüştüm sonra
Yüreğim avucumda
Tahteravallinin bir ucunda sen
Öbür ucunda ben
Ne kadar kilo verdim bir bilsen
Bir an önce gözlerime denk gelsen
Makaranın bir yanında salınan sen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!