sana düşen
acele etmemek
vakti zamanı var her şeyin
süre dolmadan
ne bir gram fazla ne de eksik
her şeyin bir vakti var
meraklanma,
en hassas dirhemlerle tartılır alacağın
ölçün baki
hangi ahval ve şeraitte olursa olsun
her insanı yeni bir güne şevkle başlatan şey
farkında olsa da olmasa da
bizatihi umuttur
üzüldüğün
karamsarlığa düştüğün zamanlarda
umut ettiklerin gelir
ve seni kurtarır
o zaman otur aynanın karşısına
uzun uzun bak yüzüne
sanki yabancı birine bakıyormuş gibi
görmeye çalış kendini
kendi gözünle
yordu mu seni hayat
üzdü mü
hırpaladı mı
sağdan sola mı savurdu
kolay bir yaşamın olmadı belki
peki
zor olan tek senin hayatın mıydı sanki
bir seni mi buldu çözülmez problemler
tek sen miydin kanadı kırılan
beli bükülen
sadece senin mi işlerin ters gitti
hep sana mı yapıldı tüm haksızlıklar
hep acılı günlerini mi andın
ağlamadan
üzülmeden
geçen zamanların da olmadı mı
normal sıradan dediğin
günlerin…
bir güne sağlıkla uyanmak
evde yiyecek ekmeğinin olması yeterli gelmedi mi
kendini mutlu hissetmene
şükretmene
daha fazlasını mı istedin hep
olanlara değil
olmayanlara mı odaklandın
sahip olduklarını sıradan görüp
zaten olması gereken şeyler kabul edip
sahip olmak istediklerinin peşinde mi sürüklendin
bu isteklerin uğrunda çok koşup yoruldun mu
düşüp dizini kanattın mı
peki
hiç durup, derin bir nefes alıp da ciğerlerine
sordun mu kendine
değer mi
diye
peki
eğer ki kavuşsan o isteklerine
onlar tatmin edecek mi seni
geri çekilmeyi
durup dinlenmeyi bilecek misin
yoksa
başka başka hedefler mi koyacaksın hemen
o hedefler
hep fani dünyaya yönelik mi olacak
hiçbir anlam ifade etmeyen şeyler mi olacak
otur aynanın karşısına
uzun uzun bak
yüzleş kendinle
tüm açıklığıyla ve acımasızlığıyla sor
bütün bu soruları
eğip bükmeden
ve cevapla
bahanelere sığınmadan
dürüstçe…
nefsini müdafaaya ihtiyaç duymadan
hayatını başka şekilde geçirmen
mümkün müydü
harbiden …doğruyu söyle
kendince tercihlerin
önceliklerin nasıl etkiledi yaşam serüvenini
yaşadığın üzüntülerden
yıkımlardan …
hep mi başkaları sorumluydu
sen hep mi mağdurdun
ayranım ekşi olabilir
bir bakayım tadına
demedin mi hiç
senin de suçun
belki ihmalin
belki de tembelliğin
aşırı iyi niyetliliğin
olamaz mı bazılarının sebebi
hasta olduğun her gün şikayet ettiğin kadar
sağlıklı olduğun her gün için şükrettin mi hiç
karnını geç doyurduğunda mızmızlandığın kadar
henüz açlık hissetmeden yediğin yemekler için
hamt ettin mi hiç
daha fazlasını mı istedin yoksa
olanlara değil,
olmayanlara mı odaklandın
sahip olduklarını sıradan görüp
zaten olması gereken şeyler kabul edip
sahip olmak istediklerinin peşinde mi sürüklendin …
geçen günler
adı üzerinde geçti gitti
şimdi onlar için dövünmek boşa
lakin ibret almak
ders çıkarmak
her yaşta
her koşulda mümkün
öyleyse
sen de silkelen şöyle bir
kalk da bir yüzünü yıka
o suyla aksın bundan öncekiler
ihmallerin
pişmanlıkların
bile isteye
yahut nasıl olduğunu anlayamadan yaptığın
yanlışların
günahların
soğuk suyu yüzüne çarp
ruhunda hisset etkisini
musluğu kapatmanla birlikte
artık sen de kapat eski defterleri
bir besmele çek
bir inşirah oku gönülden
ellerini aç
sığın Rabbine…
Allah’ım…
kendi inadım ve nankörlüğüm yüzünden
var olan gözümdeki
gönlümdeki perdeyi kaldır
beni şükreden kullarından eyle diye
niyaz et
canı gönülden
redfer
Kayıt Tarihi : 22.6.2023 13:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!