düzen bozan yağmur çiselerken dışarıda
burnumun kirini akıtmaktayım mendile
diri diri tabutun içindeyim
çivi çakılmakta tabutuma
ciğerimi delercesine
Hani senin kuşların kanatlarında güneş taşıyan
Hain gecelerde ihanet yanlış okşanan saçlara takılan körlük
Evden kaçışların lacivert hazzı biriken mosmor bir sır dudaklarında
Örgüt mensubu bakışları masum dürtülerek uyandırılmaktan saçları uzayan
etekleri savuran
hükümran
kavuğu zümrüdü anka
başeğdiren
başkesen
bir ayağı
senin bana sunduğun benim sana öldüğümdür
saçların ipeksi ince
düşünce alnının terine
alır ellerimi titreme
gözlerin
somya gıcırtısı aşk canlı yayın
reklam almaz mı boşalmalar
taze bir gelin elin
koyu mudur dudağı
intiharlar ve kavgalar olmalı her ömürde
yoksa nasıl kafa tutulur ölüme
yaşadığımı bilmeyin ama ölmedim daha
kırmızı halılarına kusan olurum
susana konuşan
bağırmam
hayır
Kendi göğümün altında kendim olamadım
Bana şiirimi getirin yanlış yazacağım çünkü
Acılarım mı belleğim işgal edilirken geldiler
Elbet anlam olacaktır burnumu silmem gibi
Akıntıya karşı kürek çeken tarihin berrak suyunu içer (misin?)
Ham meyveyi yerken aklıma düştü Newton’ın elması
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!