Hasretler bitecek şu dere kenarında,
Leylekler göç edecek o bahar zamanında,
Zümrüt zümrüt çiçekler saracak şu dereyi,
Arılar meşk edecek petekler diyarında.
Oysa sen gelmeyeceksin şehirlerden,
Kır düğünü isterim telli duvaklı,
Sokak düğünü neymiş istemem,
Bak şu gözüme kaşıma damat,
Ben hangi altına, akçeye değmem.
İsterim üstü açık araban olsun,
Sen gökyüzündesin bense yerlerde,
Gece olunca başlar bize eğlence,
Bir gece doğudasın bir gece batıda,
Senle vaktimiz büyük bir eğlencede,
Işıklarını yollarsın göğsüme göğsüme,
Yol kenarlarına bıraktım düşlerimi,
Hatta satarım da Manav yerinde,
Bir ömür geçti bitmez yol içinde,
Hala saklarım gizliden gülüşlerimi.
Bir Söğüt ağacından daha asilim,
Yüreğim serilmiş kaldırımlar,
Üzerine basta geç istersen,
Yalnızlığım o yalnızlığı arar,
Bugün çok farklıyım dünden.
Kollarımda kurşun yarası var,
Duydum ki Dünyayla kandırırlarmış,
Melekler Bebeği Gülle kandırırlarmış,
Böyle dert keder sonra Cehennem,
Günah işledi diye orada yandırırlarmış.
Her yer Gülistan sandık geldik feleğe,
Bir Gökkuşağına serdim geceyi,
Yıldızlar altında koptu temaşa,
Sabaha yakındı bilirim sevdam,
Görmedi Gökyüzü böyle buluşma.
Yağmur yağıyordu senden sonra,
Bulutlarla dost oldum bugün,
Keşke kalbim olmasaydı dedim,
Sevmezdim seni ağlamazdım,
Belki de sensiz kalsaydım...
Yalnızlığı bu kadar anlamazdım.
Sevmenin ölümündeyim bu sabah,
Gözlerin çöktü yüreğe perde perde,
Sen gizliden yaşarsın saatler çalar,
Sen olmasan da geçer bütün zamanlar.
Aktın aktın bulandırdın sen beni,
Var mı yüreğinde bir nebze yerim,
Sevmeyi ben böyle bilmezdim...
Bu sevda da benim yok mu emeğim.
Soranlara beni hep abartmışsın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!