Akillerle işim olmaz,
Nazarımda hep ölüler.
Ölümsüz renkleri solmaz,
Deliler gelsin deliler.
Güneş gözlerini yakar,
Bakamazsın demedim mi?
Irmak yatağından akar,
Çıkamazsın demedim mi?
Külhanbeyi gibi dertler ve gamlar,
Toplayıp gelip tüm avenesini,
Ateşe vermeyen gönül köşkünü,
Talana uğradım durdum demesin.
Dost derdini, kendi derdim bilirdim,
Derdimi kimseye anlatamadım.
İstemedim, istetmedim hep verdim,
Derdimi kimseye anlatamadım.
Gizliden gizliye, sürmüş rekabet,
Bu dünyaya geldin, ne amel ettin?
Derse Allah, ben ne cevap vereyim?
Hakk’a niyet ettin, şeytana gittin,
Derse Allah, ben ne cevap vereyim?
Dıştan bakan O'nu mutlu, sanırdı,
Dertli halkasına karışmış meczup.
Kırklar meclisinde herkes tanırdı,
Dertli halkasına karışmış meczup.
Bir karınca ezse, bağrını dövmüş,
Gurp vaktine doğru güneş Kara Tepede,
Uyuyan güzelin üstünde,
Hemen battı batacak.
Gölde maviler kayıp, baştan sona gülistan.
Limanda salkım söğütler,
Saçlarını yıkıyor, serin sularda üryan..
Üç maymunluk, şeytanın ilk ilkesi,
Dile gel hey; Türk Dünyası, dile gel!
Mamur kalmaz başeğenler ülkesi,
Dile gel hey; Türk Dünyası, dile gel!
Gurur dağı davacılar çok senden
Herkes neyse hakkı, alsın dilerim.
Kefenine konur konmaz enseden
Her çeşitten, yılan dalsın dilerim.
Hep karşılıksız sevdik, bir secdede eğildik,
Hayatta ters düşmedi yönümüz ve özümüz.
Ucuzluk peşinde ki, namussuzlar değildik,
Doldu, gönül tasımız; dile vurdu, sözümüz...
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.