Ey sevdiğim servi boylum
Göz yaşımı dökmeden gel
Melek misin huri soylum
Kız dişimi sökmeden gel
Yandı bir yan oldu içim
Bu cihan elinden amana gelir
Gel beni ağlatma sen de gülesen
Kafir olan görse imana gelir
Gel beni ağlatma sen de gülesen
Gül yüzüne hasret kaldı gözlerim
Hilal kaşlarında kaldı nazarım
Söyle dertli dertli yar garip garip
Yol üstüne kazın benim mezarım
Söyle dertli dertli var garip garip
Hasret kıyamete kalıp durmasın
Tutuştu yüreğim kor oldu benim
Gelip söndürmeye yel ister senden
Kurudu dudağım damağım dilim
Öpüp koklamaya gül ister senden
Gönül yarasına merhem sürülmez
Hasretin gönlümü eyledi harap
Gelsen de sen daha iş işten geçti
Ayaklar altında olmuşum turab
Bilsen de sen daha iş işten geçti
Yıllarca yolunu gözleyip durdum
Özlemlere özlem oldum
Tez gel artık tez gel yeter
Çok aradım yeni buldum
Az gel artık az gel yeter
Nara döndü külüm korum
Gönül iklimine böyle yazmışlar
Gönlü boş olana her şey kış gelir
Aşkın badesini başka süzmüşler
Gönlü hoş olana her şey hoş gelir
Gam ile yoğrulmuş aşkın toprağı
Değişir mevsimler gelince vakti
Gönlü kış olanın baharı gelmez
Düşürdü gönlümü odlara yaktı
Gönlü kış olanın baharı gelmez
Ey gönül faydasız eyleme kahır
Güzelliğin yazsa ferman
Gönlümdeki yar değilsin
Dertlerime olsan derman
Gönlümdeki kar değilsin
Keremleri nara yaksan
Hicranı gönlüme salanı getir
Gönlüm razı değil hicrana gama
Kınalı parmağın kanıma batır
Gönlüm razı değil hicrana gama
Aşkın ateş gibi yürekte tüter




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!