Dertli sinem her gün yanar tutuşur,
Ela gözlü yârden ayrı düşeli…
Virane gönlümde baykuş ötüşür,
Ela gözlü yârden ayrı düşeli…
Yüreğimde dinmez oldu bir sızı,
Şikâyetçiyim ben senden Yaradan,
Bir fidan boyluyu yazmadın bana.
Ele güzel yazdın, bana sıradan
Bir fidan boyluyu yazmadın bana.
Dudağından şeker, şerbet damlayan,
Toz duman içinde kalmış,
Yola döndürdü yâr beni.
Her yanını diken sarmış,
Güle döndürdü yâr beni.
Gözlerime baka baka,
Beni sevdiğini inkâr etmişsin,
Her gün beklediğin yalan mı şimdi?
Üst üste sigara biri birine,
Yakıp eklediğin yalan mı şimdi?
Hani benim için deli olurdun?
İlk gördüğüm anda hemen anladım,
Derin düşünceye dalıyor Zuhal.
Derdini anlattı, bende dinledim;
Bir ağlayıp bir de gülüyor Zuhal.
Yavrusunun derdi düşmüş özüne,
Geçti ömrüm heder oldu,
Bir anlayan yoktur beni.
Herkes sitem eder oldu,
Taşa tutan çoktur beni.
Sevda benden uzak gitmez,
Ayvayı, turuncu sayayım derken,
Narımdan olmuşum narımdan dostlar!
‘Şekersiz, sâfi bal yiyeyim’ derken;
Arı’mdan olmuşum arı’mdan dostlar!
Bir sağına bakar, bir de soluna,
Sen doğru yoldasın değişme sakın,
Eller ne der ise desin be Derya!
Mütevazi kalbin insana yakın,
Söyle sen melek mi nesin be Derya?
Eğer güvenir de dinlersen beni,
Deli gönül tut sözümü,
O yâr senin olmaz artık.
Duymaz mısın avazımı,
Feryadımı bilmez artık.
Şu halimi görmeyen yâr,
Coşkun sular gibi aktın,
Yetmedi mi deli gönül?
Defalarca beni yıktın,
Bitmedi mi deli gönül?
Neler çektim ben neleri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!