Yalazlarında az kullanılmış,kullanılmışlığı yamalıyor yanışlarım.
Nikotinli zamanın her demine yüreğinin süzgecinden kaynattığın özlem çayını içiyorum.Susuşuna,savlar sunuyorum.Haykırışlarımın üstüne çiğ düştü.Yarın kar yağar,yarın yar yağar,yarın sevinçler ağar.Hiç kimsenin içi görünmez; ama senin içinin tüm dışları görülüyor.Hiç bulamadıkların,hiç ummadıklarının ummanında kirli emellerimin suları karışır.
Şimdi aramızda sessiz kalıyor dalgalar, algılar, suların çözdüğü bulmacalar.
Söylenecek bütün sözlerin sözce ruhunda sana paydalanır özlenmişliğimin özü.
Her sabah ah oluyorsun, her ahtın bahtın gündüz karası oluyor. Damlanıyor hasretin,varamıyorsun.Zeynep ile Kamil’in sevdası oluyorsun.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan