Duydum ki ardımdan havlamış bir it,
Sesi kulağıma gelmedi bile.
Kimsenin ardından konuşmaz yiğit,
Kendini çukurda yorman nafile.
Ben çakalım, itiraz yok, velakin
Bir mavi türküsün ruhuma konan
Söylerim söylerim dilim yorulmaz.
Uzakta durup da zulmetme canan
Aşkın öldürdüğü kolay dirilmez.
Gülüşüne sarıp bakışlarını
İki mısralık can, sevgiye ölçü,
Umutlara dudak büküş, sınırsız...
Sanma doruksuzum, rüyalar elçi,
Kan-ter içindeyim, uykular arsız...
Tıkanır düşüncem, beynim duralar,
Ne sen eski ben,
Ne ben eski sen
Gözlerim tuz eker bakışlara,
Kusma güneş huzmelerini,
Duldalar saklayamıyor beni
Kahırlara gam sunağı bu yürek
Uykusuz gecenin kara yüzüne
Çizdiğim resimsin elâ gözlü yar,
Gönül defterimin beyaz özüne
Yazdığım isimsin elâ gözlü yar,
Dudak ibâdeti, bakış hacısın,
Yine akşam oldu yıllara bedel,
Şehir alev alev, camlar tutuştu.
Vur kalbime gurup, sende del be, del!
Anka kuşu birgün verecek muştu.
Bırakın gündüzler beni emanet,
Sana, beni sorarlarsa nazende,
Bir zamanlar tanıyordum de gitsin.
Hatıralar canlanırsa gözünde,
Sevenimdi, yanıyorum de gitsin....
Kader bizim yolumuzu ayırdı,
Bir haber erişti vurulmuş Ziya’m
Kabusa dönüştü o tatlı rüyam,
Ziyasız geceler nasıl uyuyam
Vay ben ölem Ziya’m, toprak başıma,
Anılar karışır kanlı yaşıma,
Yak kınayı sar bezini
Sivri yeri kalın olsun
Eğri yolda sür izini
Adam satmak şanın olsun
Üç kuruşluk sende bu baht
Farzet yaşamadık biz o yılları;
Uyku arasında rüyaydı farzet....
Kader düğümlemiş bütün yolları,
Ya sabır çek gönül, ya sabır....Sabret.
Sabret deli gönül, sen yine sabret.
Antolojide tanıdığım ilk 'insan'...tavırları ve asilliği ile örnek alınacak bir bilge...