Yürü gözyaşlarım, toprakla buluş
Sana, ondan sadık yar bulamazsın,
Titre bakışlarım, boşlukla konuş
Göreceğin başka 'var' bulamazsın.
Deli gönül şu düştüğün hale bak,
İçin için yanıyorsun. Kime ne?
Dertlerini o yar gelip saracak
Elleriyle sanıyorsun. Kime ne?
Menzil o ki çile ile varasın,
...............................................Yunus Emre'me..............
Sekiz ay sıcağa hasret kalırdık,
Benim geldiğim yer karlıydı oğul.
Neşeyi, kederi özde bulurduk,
Salacaktan şiir saldım denize,
İstanbulum, sen oku ben dinleyim.
Şu deryayı boca eyle bu köze,
Buharıyla göğe çıkıp ünleyim.
Ses vereyim belki duyar vefasız
O bir zamanlardı, yüreğim yanık,
Seni her anışta içim göçerdi.
Manzara değişti, renkler çok donuk,
Atık duygulardan, fikir yeşerdi....
Ne sen eski sensin, ne ben eski ben,
.......-Yazgıç-.......
Ben bu dünyadan uzak,
Siz bana, yıldızlardan daha uzak...
Yalnızlıktan milyon tuzak....
Erişememişliğin soyut boyutlarında
Erişebilme kavgama ereksiniz.........
..........................................................(firari aşkı yaşadım
..........................................................firari eşkiyalar gibi seninle
..........................................................sindim kaya dibine
..........................................................soğukta ayazda
..........................................................sevdan ısıttı beni...)
................................................................................ N.Y................
Ela gözler sanki yabancı olmuş,
Bakışların çok iğreti duruyor,
Soğuk taş dibine yılan sokulmuş,
Zehirlendim,ağzım,dilim kuruyor.
Ayak sesin çelme takar geceme
Kar içinde bir başına
Boynu bükük kar çiçeği.
Hele bir yol güneş çalsın
Sen o zaman gör çiçeği.
Yüreğinde sarı açar
Her sabah cebimden alıp güneşi,
Şehrin üzerine savuruyorum.
Anlamam, kim verdi bana bu işi,
Kendimi kendimle kavuruyorum.
Altında tüneyip yaşlı çınarın,
Antolojide tanıdığım ilk 'insan'...tavırları ve asilliği ile örnek alınacak bir bilge...