Kapattım gözlerimi içe döndü bakışım
Burnumu sızlattı insan kokulu toprak
Ve kalbimi gördüm, sensizliğim
benim
Göğsümde sükûtun dayanılmaz ağırlığı
Ve güneş uykusunda bin yıllık yatağında
Hafif bir fırtına, yağmur ve karanlık gece
Bin yıllık bir bekleyiş her sabahı ufukta
Sürüp gidiyor ardı ardına şu ömrümce
Bilinmeyene bir gezidir başlar gecemde
Alnımdaki çizgiler sızlarken aynamda
Dilimde aşka dair kelimelerin kanlı tadı
Karıncalanıyor kanım damarlarımda
Boğulurken gözlerim bir aşkın serabında
Kendi sahillerine vurdum yalnızlığımın
Yüreğimle tanıştırdın ya beni yeniden
Sonrasız bir aşk yaşar şimdi ürkek nabızlarımda
Bir akşam kadar yorgun…
Aynalar sormaz oldu halimi
Aradım damar damar, bulamadım kendimi
Derinliğine ruhun nüfuz ettikçe zaman
Bir gizli hüzün sarar nedense içimizi
Düşmeye hazır yaprak dalında bekler her an
Taze bir goncadır hayat fırtınalar önünde
Belli ki şu hayatın kalbinde çarpar ölüm
Yabancı durmasın dudaklardaki sözler
Kelimeler yüreğin kanlı ayak izleri
Süpürelim hepsini loş sessizliklere
Sükûtla ifşa etsin bırak şu gönül aşkı
Berrak su da göstermez dibi derin olanı
Emzirdi bir peri, bir zaman yüreğinden
Zamanın dışına sarktı nefesim
Alınyazım berrak bir suya kazındı
Asıldı boynuma üvey anahtarı, hayatın
Şahdamarımda renkli çiçekler açtı
Bir çift kordan alev aldı yüreğim
Bir gülün kıyamıdır gözlerin gözlerimde
Ve şimdi acının kan tutan o soluğu
Yankılanır yüreğimin kuytu dehlizlerinde
Şu sinemde kalebent aşka hükümlüyüm ben
Şu deli gönlüm; hep onu arar
Kavim kardaştan, hep onu sorar
O gözlerinde, bir efsane var
Gözlerim onun, müptelasıdır
Bu yaşta aşkın, budalasıdır
Bakarken penceremden şimdi eski bir
göğe
Önceki yıllardan kalan -sensiz- senden
Yüreğim bir güvercin kanatlarında rüzgâr
Gül kokusu taşır bana hiç durmadan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!