Bu dava çok eski dinle arkadaş.
Mahalle baskısı vardı üstümde.
Bir gün kurumadı gözlerimde yaş,
Mahalle baskısı vardı üstümde.
Herkes benim gibi diyedir sandım.
Az kar yağdı diye döşlere vurduk
Bak Sarıkamış'ta yürüdü Mehmet
Afet afet diye bağırdık durduk
Kardan bir kefeni bürüdü Mehmet
Zamansız bağıma çöktü bir hazan.
Döküldü çiçeğim dalda ne kaldı?
Sürünsün kovanda düzeni bozan.
Arısız yapılan balda ne kaldı?
Ben seni taşırdım alır sırta da,
Ağladık olmadı güldük olmadı,
Yav olmirse olmir neydah ölah mi?
Koydum boş dolmadı dolu almadı,
Yav almirse almir neydah ölah mi?
Anlamaz derdimi dinletsem yâre,
Bir ucun dayanır ta Kızıl dağa
Sivas’tan bir selam sal Kızılırmak
Nevşehir bezendi bahçeye bağa
Her bir yana saldın dal Kızılırmak
Suların kumludur tuzlu acıdır
Annemin karnında doğmadan önce
Korktum dizlerimin bağı çözüldü
Göz açtım dünyaya sanki işkence
Korktum dizlerimin bağı çözüldü
Çabucak büyürüm diye belledim
Ey Azrail senden bir ricam vardır.
Gel bizim diyarda kal da öyle git.
İnsanları tanı kim kime yardır.
Nerde kötü varsa bul da öyle git.
Birbirine küstü emmiyle bibi.
Hani derler boynuz kulağı geçer,
Boynuzun kulağa batması garip!
Çakallar sahnede rolünü seçer,
Aslan yatağında yatması garip!
Düşünme! Çeyrekten çıkmıyor bütün,
Yeter ki bir kere insan gelmesin,
Çaresiz dünyaya gelen gidiyor!
İsterse bir kere mutlu olmasın,
Bazen üzgün bazen gülen gidiyor!
Bu mesele ince bu mevzu derin,
Bir yanın Ankara bir yan Kayseri,
Olmasın kalbinde hüzün Kırşehir!
Burcu burcu kokar açan gülleri,
Dilerim hep gülsün yüzün Kırşehir!
Kent parkta güzeller gezer salınır,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!