Bakışın şehladır kirpiğin oktur.
Yay gibi kaşını gerdikçe gerdin.
Lokman hekim gelse çaresi yoktur.
Onulmaz yarayı verdikçe verdin.
Söyle şu dünyada neyi diledin?
Girdi evimize aptal kutusu,
Ömrümüzü yedi yedi uyuttu,
O kanal bu kanal işin kötüsü,
Tom denen o alçak kedi uyuttu!
Kaçtı huzurumuz o günden beri
Dinmeyen sızılar kesilsin diye,
Tuz ettin zamanı bastın yarama!
Ömründen bir gün eksilsin diye,
Buz ettin zamanı bastın yarama!
Çıkar gelir misin desem ki dön gel?
El âlem eğlenir keyfi yerinde,
Dünyanın yükünü taşıyan benim!
İçimde yara var hem de derinde,
Tarifsiz dertleri yaşıyan benim!
Baktığım her yerde gözlerim arar,
Erzurum’da doğmuş gurbete çıkmış,
Aman dokunmayın kendisi nazda!
Gelmiş Kırşehir’de çadırı yıkmış.
İzmir’de konakla, gidip biraz da.
Öyle bir soğuk ki her yanı buzlar.
Edalı konuşmak maharet ise,
Kimse su dökemez eline senin.
Dışarda yağmur var bak, çise çise,
Kehkeşan dolansın beline senin.
Zalime sert bakıp kaşın yıkarsan,
Bana yar olmadın sen kime yarsın?
Düğünün derneğin toyun sileydim.
Ah bir diyebilsem “İyi ki varsın! ”,
Yüzüme gülmeyen huyun sileydim.
Kendini beğendin adeta tektin.
Kalbimde isyanlar gözümde yaşlar,
Döker de giderim sessiz sedasız.
Beni recim edip atmayın taşlar,
Çeker de giderim sessiz sedasız.
Karıştı geceler şimdi günüme.
Gidişin hem seni hem beni vurdu,
Ben yine benim de sen ansız gittin!
Bir adım atarken diğeri durdu,
Sen de biliyorsun gümansız gittin!
Bir tebessüm dahi görmedim senden,
Bugün bana bir hal oldu dadaşlar,
Şiirde kafiye hece ağlasın.
Gözlerimden akar sicimce yaşlar,
Kimseler görmesin gece ağlasın.
Dadaş bir şairdi Tiryaki Zinnur,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!