Peşimden ayrılmaz asla yorulmaz.
Benimle ağlayıp gülen sevgili.
Eller dost görünür halden anlamaz.
Şu garip halimden bilen sevgili.
Bir gizli yaram var içimde kanar.
Sanki bir şelale akar süzülür,
Boynundan gerdana dolan saçların.
Zülfün kement olmuş nasıl çözülür?
Beni dertten derde salan saçların,
Her teli savrulur omuzdan kola,
Sanki mera oldu Bağdat elleri.
İngiliz ineği sütlendi Saddam!
Şimdi cirit atar hayvan dölleri.
Kovboyların atı etlendi Saddam!
Önüne geleni kurşuna dizdin.
Sevgi varsa eğer, bu hasret niçin?
Sana feyiz veren pirin utansın.
Ferhat dağlar deldi, bir vuslat için,
Ona yar olmayan Şirin utansın.
Aşkın kanununda böyle mi yazar?
Soma’da kaybettik yüzlerce canı,
Sanki cam kırığı cana karıştı.
Ocak ateş aldı verdi dumanı,
Kömürün tozları tene karıştı.
Soma dedikleri dağlık bir yerde
Adam seçiyorum ayırımcıyım.
Benim gibi hesap soranlar gelsin.
Yanlış duymadınız kayırımcıyım.
Vatan için kafa yoranlar gelsin.
Bize lazım değil askerden kaçan.
Başımızı kara duman bürüdü
Bizim buralarda havayı sorma
Dereler çağladı seller yürüdü
Tepeler hüzünlü ovayı sorma
Geçim sıkıntısı benzer panzere
Anadolu kokar bir her bir demeti,
Sanki bam teline dokunur türkü.
Türküler anlatır derdi minneti,
Nasıl da yürekten okunur türkü.
Eğer söylemezsen türkü yaslıdır.
Kutup ayıları çöle girince,
Develer yükünü yıktı utandı.
İnsanları böyle azgın görünce,
Hayvanlar kendine baktı utandı.
Sırtı kalın beyi görmedim üzgün,
Çiçek açamadı diken getirdi
Dallar dallığından utanır oldu
Arıcı arıya şeker yedirdi
Ballar ballığından utanır oldu
Kırıldı gönüller eğildi başlar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!