Doğumdan ölüme sallandığın beşik dünya.
Hakka ulaşmak için geçtiğin eşik dünya.
Ademden beri kan akan böğrü deşik dünya.
Buraya yolu düşüpte beğenmeyen varmı?
Ezan okundu kulağına ismin koyuldu.
Bıkıyorum gün gün
Boğazlara düğüm olmaktan.
Kelime kelime dökülmek varken
Paragraflarca susmaktan.
Bıkıyorum şehirden,eşyadan
Siyahtan ve tonlarından
Hep arda kalan bir yanımız çocukluk.
Sığındığımız gölgeler saklardı güneşten.
Kafamı dayayıp kana kana su içtiğim musluk
Büyümek belki de en büyük namussuzluk.
Feleğin en mahrem yerinden
Taa uzaklardan
Çemberinden geçiyorum
Ateş savuruyor içim
Herkeste bir kıvılcım
Bir dava uğruna yanmak istiyorum.
Defalarca gittiğin yerlerden defalarca gelmişsin.
Bir gün üstüne baharı bir gün kışı giymişsin.
Fırtınalar koparmışsın ardından sessizce dinmişsin.
Sen de gideceksin diyordun doğru bilmişsin.
Kirpiklerin kuru kalmasın bu gece ıslatalım.
Şimdi gidelim
Yarın geç olur.
Kimse bilmez kimin bildiğini.
O yüzden durup bakma öyle.
Birazdan bende gece olur.
Sıkıca tut elllerimi.
Belki eski şiirlerde görüşürüz.
Bana çocukluğundan bahsedersin
Ellerinle patlattığın ilk sivilcenden falan
Mesela saçlarını neden kesiyordu annen
Alfabeyi kaç günde söktüğünden konuşuruz.
(Yumuşak g’yi ben de sevmiyorum)
Sen hep nefes alırmısın.
Ya da susmaktan bıktığın olduğumu hiç.
Bir yudum su için,hatta yanarken için.
Çöle doğru koştuğun oldumu hiç.
Kendini bir boşluğun içine attınmı hiç.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!