Zemanenin oyuncağı her kavram
Hangisinde anlam ters yüz olmadı
Hiç birini anlamıyom ki devrem
Aşkı anlatacak mecal kalmadı
Muhabbetsiz çağa ayak uydurmak
Kelime
Ey ağzımda dolunay gibi tutulan o kelime
ey dilime gelen düğümlenen söyleyemediğim
içimdeki kurşun ağırlığı ruhumu çökerten
Dirayet seninle muhkem mahsun mersus bir kale
Öyle saglam müstahkem kurşunla perçinlenmiş taştan
Topağaç'tan Barbaros'a Çamlık güzergahından
Limanı solda bırakıp cevizliğe yönelmek
Böyle bir macereya her niyetlendiğim zaman
Yol sanki bir sonu meçhul örgüdür ilmek ilmek
Hep o ilk çeşme şaşırtır hani çınar yanında
Kırgınlığım kendime, âleme ne diyeyim
Ayak iri, pabuç dar, kaç numara giyeyim
Şiir, nesir, musiki; hisler nasıl coşuyor
Şekil yok, muhteva yok, kim nereye koşuyor
Bu dünyadan geçti adı Şule Yüksel Şenler'di
Müslüman Türk o yıllarda inim inim inlerdi
Üstad Necip Fazıl'ı okur, izler ve dinlerdi
O zamanlar gündeme geldi Şule Yüksel Hanım
Huzur Sokağı, Birleşen Yollar'ın romanıydı,
Guguk kuşlarının terennümleri
Tekirdağ'da karşılama havası
Gukuşçuk gukuşçuk diyorken biri
Mukabelede diğerinin sesi
Köpeklerin nakarat havlaması
Begonyalar, ortancalar, güller ve karanfiller
Bahçelerin elvanını nasıl anlatsın diller
Adı neydi o turuncu çiçekler*, hanımeller
Yıldızların altında herbiri daha güzeller
Kayısı, erik, şeftali, incir, badem ve ceviz
Ümmetin cevherleri, gönlümüzde yerleri
Ama bu bayrak madem geçecek elden ele
Gönüllerdeki yeri gönderde de görmeli
Diye düşüncelere hayallere dalmıştım
Soluğu gün batımı okulumda almıştım
Kerametinizden kimler haberdar meleklerim
Son dersler ve dakikalarda bunlar dileklerim
"Asr-ı şerif oku" derdi, bitirirken eskiler
Kurt kocarsa, espriye kuzulardan kim güler
Dört dörtlük'le başladık
Semai'yle kışladık
Şeytanları taşladık
Sofyan, aksak arası
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!