Çırpınma artık gönül, beyhûdedir ısrârın.
Suya bulanmış toprak, evvel âhir esrârın.
Git artık vefâsız, aşk mısın nesin?
Her ânın yaralar, çıldırtır sesin.
Ölümdür kalbime serhoş nefesin.
Üzümsüz şaraba toprak ne desin!
Rahat bırak beni, yalnız kalayım.
Şimşekler çakacak, bulutlar ağlayacak.
Kan kırmızı yağmur, damla damla yağacak.
Kurumuş topraklar, akan kana doyacak.
Bir gün bu diyarlar kızıl güller açacak.
Akan kan, can verdi, tohumlar filizlendi.
Razıyım ayrılığa, buysa insaflı adalet.
Ayrılığa sözüm yok, aşka zulmetmek felaket.
Buysa aşka iltifat, zalim timsal-i nezaket.
İnsaf eyleyin bize, bu ne kin bu ne ihanet.
Adalet istiyorum, suçum maşuka muhabbet.
Nerde vefâ, sadâkât nerde o eski dostluk.
Kuzular da kurt olmuş, ayılar ise postluk!
Bıraktım mâziyi anmam artık adını.
Kefene mâtem, toprağa sundum yâdını.
Karanlık ve sessizlik alkışlar şâdını.
O, benim değil, kaldırımların kadını.
Vefâsız rolünde, fânî bedenim.
Onun da örtüsü, beyaz kefenim.
Olanı îzâha yok ki nedenim!
Ruhumla savaşır, günahkâr tenim.
Ölüm ki; yok olmak değildir, gülüm!
Beden ile ruhun vedâsı ölüm.
Yakılsa cesedim, savrulsa külüm,
Ölümdür, yok olmak değildir, gülüm.
Bekledim gelmedin.
Sevgilim nerdeydin?
Ağladım görmedin.
Yaşımı silmedin.
Derdimi bilmedin.
Belki hiç sevmedin!
Zahmet etmesin bülbül, güle feryat figâna.
Ermek nasip değilmiş, biz gibi hûnçegâna.
Hüzn-i fîrakta Mecnûn, od değince müjgâna.
Rûz-i evvel aşk dedi, cümle güzeştegâna.
Asl-ı aşk; bizim gibi, badgân-ı küştegâna.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!