oooy! .. aneeey! .. oy!
bizi bırahıp da gitmenin sırasımıydı?
daha torpağin bile soğumadan,
babo gari isdiyem diye dutdurdu…
Öyle garip ki sensiz bu şehir
Öyle içli
Öyle dolu ki yüreği
Ben hıçkırıyorum
O, gözyaşlarına boğuluyor
Looo! … Milleeet! ...
Ne olmuş siye beyle, nedir bu halıyz?
Fırat’da gayıhlarıyz mı batdı,
Yağmır yağmadı da ekinleriyz top mu atdı,
Hayvanlarıyz mı telef oldu,
Yohsa;
Ayak seslerinden tanırım O’nu
Öyle adımlar atar ki
Kösele ayakkabısını her yere vuruşunda
Bir yalnızlık şarkısı besteler
Saçı sakalına karışmış
Bu gece
Başıma üşüşmeli
Sahipsiz tüm yıldızlar
Kapımı çalıp durmalı
Kör yalnızlıklar
Hüzünlerden dolup taşmalı benliğim
Sen
Ağustosumda güneş
Şubatımda kar
Denizlerimde yağmur
İklimlerimde zamansız açan bir gülsün
Hazandaki deli rüzgar
İnadından vazgeçmiş sanki
Ilık… ılık esiyor
Saçlarımla barışmış olmalı ki
Yanaklarımı bile okşuyor
O’nun da siyah saçları vardı
Siyah bulutlar çökmeden üstüme
O’nun da ceylan bakışları vardı
İsyankar duygular girmeden içime
Ölüm ayırır bizi diyen haykırışları
Off… offf…
Arı kovanı gibi kafamın içi
Gözlerin kal diyor
Yüreğim git…
İçimde hep şüphe
Umutla aç bir sabah gözlerini
Doğan güneşe hoş geldin
Yeni güne günaydın de
Hüzünleri, dertleri
Evde bırak
Kapıyı sessizce kapat
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!