Yokluğun her dakika ölüm demek gitme kal
Hasretim daha yüz yıl dinmeyecek gitme kal
Yetişir senden uzak yıllardır kahroldugum
Ayrılma hiç yanımdan mahşere dek gitme kal
Gönül, hayalleri gerçekmiş sandı,
Hep hayal içinde, tutuştu yandı.
Ağaran saçlarla irkildi ilk kez,
Ölüm kapısında düşten uyandı.
sözlerimin buğusuyla söndürülsün
tabutumu taşıyan atların
nallarında başlayan yangın
ağzıma tutulan aynalarda
öten horozun boynu vurulsun
Ölüm, ötelere açılan kapı,
Uhrevî âlemden derin bir izdir.
Bir ömrün sonunda, bir toprak yapı,
Mezar, acılarımız ve sevincimizdir.
Ölüm; gidişlerin belirsizliği
Ölüm; yolun yokluğu değil
Ölüm; ruhların ebediyeti
Ölüm; sonlardaki son değil
Ölüm, herkesin beklediği gerçek
Ölüm, takdir edilen gerçek,
Ölüm, yaşanarak öğrenilecek,
Ölüm, inanan için bir düğün,
Ölüm, kendi başına gömüldüğün,
Ölüm, hüzün, uzun, düşün…
ölüm yaşamdan
bir bölümdür
ölüm iniştir karanlığa
aydınlıktan kaçıştır
ölüm borçtur
senedin ödenmiştir
ölüm dünyayı bırakıştır
ölüm, karda ayazda
ölüm, dağda denizde
ölüm her yerde
....
ölüm, kumda havada
ölüm, suda toprakta
ölüm değil uzakta
ölüm, yolumda soluğumda
ölüm, koynumda yatağımda
Ölüm gelsin
siperde
süngüde
namluda
ölüm gelsin
darağacında
sehpada
ipte
ölüm gelsin
yarenin
Kah kalbinde korkuyla beliriverir ölüm
Kah bir namludan çıkan kör bir mermide ölüm
İhtiyar genç gelin kız alıp götürüverir
Belkide kurtuluşa giden tek yoldur ölüm
Bir ilkyaz düşüdür ölüm
Sevi ateşidir ölüm
Her an yaratır kendini
Çoğuldur, dişidir ölüm...
26 Ekim 1996, Gaziantep
bacağımda şarapnel parçası
yüreğimde yara
elim yüzüm kapkara
burnumda barut kokusu hala
ölüm
ölüm
ölüm
ve kazananı olmayan
savaştan aklımda kalan
Ölüm yaşamın dibi
Geldi gelecek her an
Belki de uyku gibi
Alır gider uykudan
Ölüme ruhum fedâ
Ölüm ne güzel varlık
Üç kelime şüheda
Ölüm vuslat mezarlık
ÇATANA
Hoş geldin ölüm
Ufuklarımızda göründün
Şafakla gelen ölüm
Grupla gelen ölüm
Yardan bize selamlar mı getirdin
Belki sıram gelmişti
Bir gün bende öleceğim
Ama ölüm ne demek
Çocukken biliyordum
Baba ölüm ne demek
Şimdi unuttum gitti
Evlenmek eşya para
Hergün ölüm hergün ölüm,
Ölüm değil bu bir zulüm,
Bu çaresiz halimize
Ölümü güldürdük gülüm.
Seni sevmek ölüm
Sevmemek zulüm
Ya ölüm, ya zulüm
Tercihim ölüm...
(16 Haziran 1992)
Bu aşkın sağı ölüm
Bu aşkın solu ölüm
Yok hiçbir çare
Bu aşkın sonu ölüm...
haydi koş gel bana
açtım kollarımı ölüm
bir çanım var sana
vereçeğim al ölüm
muhtaç etme hayata
bindir ayaksız ata
yürüyorum çıka bata
gel artık al ölüm
Ölüm hep ayrılıklar getirdi bana
Sonsuzluktu artık özlem
Ölümden korkmadım hiç
Korktum korktum bir kere
Sevdiklerimden ayrılmaktı ölüm
Gözlerine bakamamaktı
Ölüm
Ellerini aramaktı...
ölüm gibi olsa aşk
ölüm gibi gerçek
ölüm gibi dönülmez
toprak gibi olsa aşk
kendinden yaratsa
kendine döndürse
ruh gibi olsa aşk
beden dahi ölse
Ölüm ağır bir uyku, uyku hafif bir ölüm;
Rüyalar arasında bir son geçiştir ölüm.
Ağustos 2011
sıradan çıkarsın
ölüm
sıran gelir
ölüm
dedik ya
ölümlü dünya
Kaldırın ellerinizi kardeşler
Duaya duracağız
Haydi hep bir ağızdan
Ölüm ölsün
Ölüm ölsün ey tanrı
Sanırım duyulmadı
Bizi biz güldürelim
Ölümü öldürelim
Ölüm ki bunca kanlı
ölüm hangi köyde?
ölüm, hangi yola saklı?
ölüm, kaç nefes?
ölüm, kaç adım?
yalnızlığımın son matemi
son düğün gecesi
söyleyin, susmayın öyle
ölüm, kaç hece
ölüm, kaç nefes
ölüm iki hece
bir anda
koca kentin minik ellerinde
sustu ölüm
hayatın gerçekleri son bulduğunda
sustu ölüm
yaz akşamları gözlerde demini buldu
yürek yangınında
sustu ölüm
herhanbirzaman/herhangibirdörtduvar
Yaşam,ölüm
Yaşam için ölüm
Her şeye rağmen yaşam
Ama
Her şeyin sonu ölüm....
Ölüm
Kudretli bir geceydi
Çocuk annesinin elini birden bırakıverdi
Zaman durdu, balkonlar kırıldı
Bir tanrıdır ölüm, patoloji'den terk
Tanrı öldürür, ölüm onun çocuğu
Peki kudret gecenin neresindeydi
30.01.2015
senin doğum günün
benim ölüm günüm
ölümüm
işte o gün
senin doğum günün
benim ölüm günüm
seni sonkez öptüğüm
gün
işte o gün
bugün
ölüm yalnızdır
kimseye tahammül etmez
ve ölüm yalnız bırakır
gülü kimseye yar etmez
28.03.2013
Ölüm uyanmak gibi
Ölüm uyanmak gibi
Aşık olana
Melek dedik
Canı alana
Çok korktuğum ölüm
Oldu gülüm
Gülü anlayınca
Bin ölüm bir doğum
Tadında
Pusuya yatan
Katillerin
Ellerinde
Yaşam buluyor
Ölüm denen terk ediş
Ölüm
Sevdiklerinden ayirir ölüm,
Dogduran Bir'e döndüren ölüm.
Ölmü$lere kavu$turur ölüm,
Ebediyeti dogduran ölüm.
Berlin, Aralik 2005.
Ölüm bana çok uzak,ölüm bana bir adım
Bin senede yaşasam,kursağımda muradım
Kim demiş ki: ' ölüm zehirden de aci' diye
Hakikatta ölüm, ölmemek için hediye
Gönlüme ferman tuzdur desem
Fitil tutmaz yaram derindir
Derdime ölüm azdır desem
Sensiz ölüm bana yarendir
ÖLÜM
Ey insan gafil yaşama, her an gelebilir ölüm,
Gideceğin mekanın senin, karanlık bir bölüm
1982
Hayat, uykudan önce masal, Uyku, ölümden bir bölüm
Ölüm, en derin uyku, en gerçek uyanış ölüm.
1996/Yozgat
Dünyanın güney yakası ölüm,
Hayatın en son şakası ölüm,
Musallada ağırlanmak ne güzel,
Sevgiliye uğurlanmak ne güzel.
Ölüm, ölümün öldüğü andır,
Ölüm, ölenin güldüğü andır,
Ol vûslâtın ilk halkası ölüm.
İnsan dün gibiydi
Dün gibiydi ömür
Ömür gibiydi ölüm
Ölüm gibiydi yaşam
Yaşam gibiyim ben
karanliklar yapisinca yakaya
ölüm haberleri tanidiktir bize
ölüm haberleri icinden kalkmissa parmaklarca zafer
onlar, biziz iste
İbret almasını bilene,
En büyük ödev, ölüm dersidir.
Ölüm her şeyin sonu,
Sonsuzluğun kendisidir.
(26 Şubat 2008)
Her ölüm ani olur, gördüğümden bilirim
Öyle her anda da ölüm olmaz ya Yarabbim!
sokaklarda ölüm kol geziyor
bizleri de yakaladı
attı kolunu omzumuza
ama öldürmüyor kahpe
ölüm bizleri tanıdı
tanıdı
hayatta iki gerçek var
biri aşk biri ölüm
aşk o kadar uzak ki
ölüm ise olabildiğince yakın
ben de yakındakine sarılmışım
Mehmet Akif Gülhan 22.11.2005 Saat 21.03
Sesinle boğulur sessizliğim,
Bayrak gibi,vatan gibi,
Yaşamla ölüm arası çizgisin ömrümde,
Bir gülüşün varya,
Birde imkansızım deyipte gönülden sevişin,
Mahşerine al beni,
Ölüm senin ömrüne başlangıç ise ömrüne al beni,
Nice yer var, nice yurt var
Bana yer yok dünyada
Hangi yöne adım atsam
Kucak açar ölüm bana
Herkes kötü bildi beni
Herkes düşmanım şimdi
Anladım vakti geldi
Kucak açar ölüm bana