Peki parmak uçlarımın yüzüne bıraktığı o acı kimlik izleri. Yüzünü yıkamalısın sonrasında bir göz yaşıyla.
Çatışmanın ortasındayız ve çatıyoruz kaşlarımızı istemsiz. Kaslarımızın yanık kokusu tünüyor burun direklerimizin altına bir yağmur vakti ve karanlık daha bir büyüyor dudaklarımızda, kanatırken etimizi.
Böyle oluyor demek ki diyorum, döver gibi sevişmek. Böyle oluyor demek ki diyeceğim zamanlar böyle oluyor demek ki, sevişir gibi dövüşmek. Oysa yavaş yavaş ve soluklanarak gelmiştik soluğumuzun sonuna. Oysa bir daha hatırlamayacaktık unutmayı.
Zamanı durdurmak için çıkarmak yetmiyordu saat pillerini. Veya ölümsüzlük gizli değildi bir objektifin içinde. Biz yinede denemiştik, denenmesi günah olan günahları. Başardık mı, soru sormamayı en azından yahut sorgulamamayı, sorgusuz?
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi!
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular,
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi.
Üşüştü birer birer çakallar üzerime,
Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta