ÖLDÜ DİYORLAR
Şu insanoğlu, yaratılışı gereği, garip ve bir o kadar da mechûl bir varlık. Doğduğunda bilgi ve tecrübesi sıfır iken, “DOĞDU” diye seviniyorlar. Biraz büyüyüp, akil baliğ olunca, karışıkta olsa bir şeyler öğrenmeye başladığı, “yalpalama ve bocalama devresine” girince, “ERGEN” diyorlar. İşi biraz daha ilerletip, bilgi, deney ve tecrübeleri artıp da, maceralar yaşamaya başlayınca; bu sefer de adına, “DELİ” diyorlar. Meyvenin olgunlaşması gibi, nefsi de olgunlaşıp teraakki ettikçe, bu seferde, “VELİ” diyorlar. Dünyanın, “hem sanal, hem de hayal” olduğunu anlayıp da, insanın dünyadan elini eteğini çekip, “yaratılış sırrı” gereği, Ahiret odaklı yaşamaya başlayınca da; bu seferde o kişiyi görmez ve bilmezden gelip, ona “ÖLDÜ” diyorlar.
Yani kısaca insanın yaşadığı her devresine bir kulp takıp, bir şekilde dümenlerini döndürüyorlar. Siz de bu devrelere inanıp, yaftalama yapanlardan mısınız? Yoksa karşı duranlardan mı?
Soru: Hiç merak edip de, kendinize sordunuz mu? Ya, size ne diyorlar?!!
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta