OKUMANIN YARARLARI
Okumanın yaşı yoktur. Bunu bilmek gerek. Çoğunlukla bunu bizlere büyüklerimiz çok görüyor. Neymiş efendim,’kız çocuğu okumazmış.’ Ben bunu yadırgıyorum. Niye diyeceksini? Çünkü öğle bir çağda yaşıyoruz ki artık okumanın yaşı yoktur diye inanıyorum. Özellikle vurguluyorum; bayanlar için çok önemli. Niye diye sorarsanız? Biz kadınlar çok eziliyoruz. Ezilmemek için artık bir şeyler yapmamız lazım. Bu gün Türkiye’nin de Avrupa birliğine katılmak istemesi, birçok vatandaşımızı sevindirdi. Gençlerimize biraz olsun iş imkânı tanınıyor. Halk Eğitimi Kurumlarında açılan kurslar ve İş Bulma Kurumlarının tanıdığı iş imkânlarının sunulması birçok kadınımızın yüzünü güldürdü.
Ve bizler. Bu imkânları kaçırmamalıyız. Hiç okuma yazma bilmeyen bayanlarımız bile artık bu imkânların farkındalar. O yüzden bazı gerçekleri görmemezlikten gelemeyiz. Şunu ifade edeyim ki; ne hikmetse kadınlarımızı her zaman küçümsüyorlar. Ama bu yanlış… Eğer devletimiz elini uzatırsa çok şeyleri değiştirebilir. Mesela başta okuma yazma kurslarının devam etmesi, diğer iş imkânı tanınan kurslarının devam etmesi ve gençlerimize iş fabrikalarının açılması gibi yararlı şeylerin olması ne kadar güzel olurdu.
Benim halkıma söylemek, istediğim şey şu: Neden hanımlarınız ve kızlarınız bu gibi iş imkânlarından yararlanmasınlar ki? Çünkü öğle bir kırız yaşıyoruz ki. Artık çocuklarımızın isteklerini yerine getiremiyoruz. Her şey pahalı… Hele okuyan çocuklarımız için, çok zor. Bu gün Bayburt’ta bile birçok ailenin zorlukla çocuk okuttuğunu görüyorum. Gelin el ele verip yardımcı olalım ki onlarında yüzleri gülsün, yalnız olmadıklarını bilsinler.
Hele okumak isteyen çocuklarımız için gelin güzel şeyler yapalım. Onların giysilerine ve okul masraflarını karşılayalım ki okumak daha zevkli olsun. Aileleri daha çok ilgilensinler. Ayrıca şunu da söylemek istiyorum: Okullarda, öğretmenlerinde yakinen ilgilenmelerini rica ediyorum. Bizlerden çok onların çocuklarımızı tanıdıklarına inanıyorum. Çünkü bir öğrencinin ders notlarıyla önce öğretmenin ilgilendiği ve sonra ailenin ilgilenmesi gerektiğine inanıyorum. Eğer ki bizler çocuklarımızın gelecekte iyi bir eğitim almasını istiyorsak öğretmenleriyle birlikte çocuklarımızın nasıl ders çalışmasını sağlıya biliriz? Sorusuna beraberce cevap bulmamız gerekiyor. Öncelikle disiplin gerek. Okumayı sevdirmeliyiz. Okumayı bilmiyorsan karşındakini okut ki sende bir şeyler öğrenesin. Ne garip ki; bazen bizler nasıl bir hayat yaşadığımızın farkında değiliz. Bizler cahil yaşadık gelin bu gençliği cahil yaşatmayalım.
Bu memlekette okumayan kalmasın, onlarında bizden farkı olmasın. Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri öğrenimin sınırları ne olursa olsun onların gelecekte iyi şeyler yapacaklarına inanıyorum.
Geçenlerde bir şeye şahit oldum: Bir genç kızımız bana okuma yazma bilmediğini söyledi buna çok üzüldüm. Sadece benim ona yapacak olduğum iyilik; “ona ‘okuma yazma’ kurslarının olduğunun söyledim. Git sende öğren okuma yazmayı, okumanın yaşı yok” dedim. Oda bana “bu saatten sonra ne öğrene bilirim” dedi ve ona şunu söyledim: “Eğer ki ben bu saatten sonra bir şeyler yapa biliyorsam sende yapabilirsin.” O kadar şaşırdı ki ‘acaba yapabilir miyim diye’ sordu. Bende ona; “Tabi’i ki yapabilirsin sakın unutma okumanın yaşı olmaz.” Onun sevinci bana yetti. Neden? Çünkü şu anda: Okuma yazma bildiğini biliyorum. Hiç olmazsa cahil kalmadı. Geçen yılı 75 yaşındaki teyze bile okuma yazmayı öğrendi. Okul diplomasını da sayın valimiz Kerem Al vermişti ve onu çerçeveye koydurmuş. Şahsen çok sevinmişti. Oda tıpkı bir çocuk gibi seviniyordu. Ne kadar güzel bir şey biliyor musunuz? Artık söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum.
Zehra OKUR
derinduygular28hotmail.com
Zehra OkurKayıt Tarihi : 13.7.2010 11:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!