Beni hatırla sevgili,
Bende yaşanmış yılların,
Birikmiş anıların,
Eksik kalan bir yanın var.
Beni hatırla sevgili,
Hep dik durdum.
Kimseye arkamı dönmedim,
Onlar arkamda kalmayı tercih ettiler.
Ben kimseyi yarı yolda bırakmadım,
Onlar benimle yürümek istemediler.
Yolda buldukları ile yoldaşlarını değiştiler.
Seni böyle sevdiğimi bilseler,
Yok oluşumu izlemek için
Yakmaya kalkarlar beni,
Hz. İbrahim gibi.
Bilmezler ki sevginin ateşte daha da kor olduğunu,
Bazen bir harf
bir ömre denk düşer.
Geceye bükülmüş bir duada
düştüm yolun en ince elifine.
Yar ile yâr arasındaki
Yüreği,
Hevsel misali, uçsuz bucaksız patikalarında dolaşan
Bir ceylan gibi ürkek.
Hani içine girsen,
Yollarında kaybolacağından korkarsın...
Baba bir dağdır, evlat arkasında
Sığınılacak limandır, lodoslarda
Çadırdır, kumlu fırtınalarda
Bir çığdır, gönül yangınlarında
Can babam yar babam.
Güzel yüreklerinde umut pırıltısı,
Çocuklarım, canlarım Muhammed Furkan, Zeynelabidin ve Zümra Hanne,
Dünyanın renkleri, en değerli varlıkları.
Muhammed Furkan, merak dolu bir düşsel,
Kitaplarla büyüyen, bilgiye açık,
Doğanın renkleriyle dans eden çiçekler,
Gökyüzüne uzanan zarif eller.
Güzellikleriyle gönlümüzü coşturan,
Doğanın armağanları, büyülü varlıklar…
Papatyalar beyazın masumiyetini taşır,
Diyarbakır'ın küçelerinde dolaşıyorum,
Her bir taşı tarih kokuyor.
Binlerce yılın izleriyle doludur bu sokaklar.
Her sokağında nice hikayeler yatar.
Güneşin sıcaklığıyla yıkanır taşlar,
Bak yeşil bağlarında Diyârbekir'in,
Rüzgâr saçlarını okşar serin serin.
Tarih kokan sokaklarında dolaşırken,
Gönlümde sevgiye ahenkler düşer bir bir.
Kuşluk vaktinde minarelerin sesiyle uyanır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!