ne zaman
kalemi elime alsam
eriyen yüzler çiziyorum...
kararan eller...
oysa
Gri, tavşan grisi bulutlar avuçlarına inmiş
Rüzgar dans ediyor saçlarında
Çisildeyen yağmur ritim tutmuş
Bir ki bir ki, ha bir ki üç üç
Ne, güzel günleri hatırlamak şimdi
Konuşalım, uzayalım sabah ezanlarına
Öyle baba şeylerden de değil hani
Sebzelerden, mesela makarna suyundan
Bir ses bir nefes
Bir bankta ya da odun ateşinde
Yağmurla gelir sefalet bu şehre
Dal titrer sobalar kusar
Bir kadın düşünür
Bir adam düşünür
Bir çocuk üşür
ezanların inlediği mekanda
ulu çınarlar gibi vakursun bacım
çiğdemlerin henüz açmadığı
geçit vermez dağlarda kardelenleri
besler şehidinin kanları
Deprem
rüzgarla geldi
yüzlere çisildeyen
yağmur damla damla
kulaklarda uğultu,
Ne kadar çoktuk azaldık
Su kenarında tuz gibi eridik
Canlı kalan, albümde fotoğraflardır artık.
Alemin yakışıklısıydın şüphesiz
Her çocuğun bir kahramanı,
Benim kahramanım sendin
bu şehre şöyle
bir gösterir yüzünü soğuk
sonra ısınır caddeler, parklar,
bankta kediler, dalda kuşlar
hep böyle gidecek sanırken
birden bastırır kış
Bir kalp bir yerlerde senin için atıyor
Bilmiyorum nerede ve nasıl
Dal sallanıyor,
Ay bulutun arkasından çıkıyor
Ayak sesleri duyuluyor
Tık taak tık taak taak
Kıymayın
Kıymayın, canlarını toprağa vermiş analarımıza kıymayın
Acıyın, acısını parmak uçlarınızda, göz damarlarınızda
Göz yaşınızda hissedin, kıymayın
Şehitler ölmez vatan bölünmez
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!