kitaplar okusam
başucunda küçüğüm
devler diyarından cüceler mekanından
elinden tutsam
yürüsek küçüğüm
bu şehir deli eder insanı deli
kalabalıkta yalnızlığın en zifirisi
sen kaldırımda çırpınan balık
gözünde yükselen güneş sarı sıcak
ürperen tende sabah esintisi
Bütün renkler senin olsun
Mavi benim
Bütün denizler senin
Ege benim
Bütün şehirler senin
İzmir benim
bu senin seçimin, senin
hayatın yelkenlisinden
boğuşmicaksa da dalgalara karşı
altakke verkülah
bırak akıntıya iyisimi
kartal kanatları kah açılsın
Karşı tepede belli belirsiz bir ışık parladı
Sonra tiz bir ses
Pencerenin camı kırıldı
Şakağından tüfeği tutan eline süzüldü kan
O keskin soğukta, ılık ılık...
Yaslandı duvara, yavaşça çöktü.
körfez melteminin uçuşturduğu dumanlar içinde
kömürde pişer kokereçler sarı lalelerle
uzar gençler elele kıbrıs caddesinde...
Anlaşıldı sonumuz göktaşına kalmayacak
Yerküre harekete geçmiş
Manyetik alan değişiyormuş…
Yani çocukluğumuzun dünyası olmayacak
Döngülerden yoksun kalacağız mesela yıl 4 mevsim, gün 24 saat
Coşkun akan dere, ılık bahar, yumuşak kar mazide hoş bir seda olacakmış…
Bir kuş gibi bakabilmektir yaşamak
Sonsuz gökyüzü derinliklerinden
Yeryüzünün güzelliklerine
Bir kuş gibi bakabilmektir yaşamak
Dünü omuzlarında taşımadan
Kekik kokulu limon kokulu
Burçları sisli dağlar
Çimeninde dikeninde çiğ damlası…
Temmuzda üşüyen tenim
Hüzünlü latin ezgiler
Bir damla dudaklara bir damla avuçlara
deprem dalgaları
demekmiş
kıyıya vurmuş
balıkları toplayan
umutların umutsuzluğu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!