Gözlerimin beslediğim aşkı gizlemekte çektiği acı,
Bugün bütün varlığıyla gözler önüne serildi Luna.
Sana herşeyimi vermeye hazırım,
Gönlün olsun diye avuçlarına bırakacağım canımı.
Gözlerime o kadar yakından bakmayacaktın,
Dokunmayacaktın tenime,
Geceleri böyle kederli kalmayacaktı şiirler,
Saçların, bir tutam saçın dağıtmayacaktı beni bu kadar,
Sesin kulaklarımda yankılanmayacaktı istemsiz,
Öpüşlerimi unutacaktım yerli yersiz,
İyi olurdu kalbinde kıyametten korunaklı geleceği unutmak.
Saçlarından göğsüne doğru teninin yanık görüntüsü, kalpsizi şair edecek nitelikte ama sevdanın uçlarında normalin üzerinde bir gönül trafiği...
Eyvah! Bugün cumartesi.
Ve galiba o kıyamet konusu hâlâ gündemde zira ben dolduğum yerdeyim.
Gözlerinin seveni çok olur bunda şaşılacak bir şey yok ama sakin ve derin bir muhabbeti planlayan gönlüm için malesef yanlış adres.
Seni çok sevecektik, içine girebilseydik.
Sevmek...
Yasaklı bir ibadet benim için.
Günahlarımdan arınmak, özüme dönmek.
Manolyalardan olma, güllerden doğma, papatyalardan sevmek.
Sevmek nasıl bir şeydir? İnsan nasıl sever?
Sevildiği yer neresidir? Sevgiye dönmek var mıdır, mümkün müdür?
Üç bavul taşıyorum manolyam,
Biri bizim, diğer ikisi kiminse kimin.
Elimdeki kalemden daha ağır bir yük değil bu,
Omuzumdaki tabutumu saymazsak.
Üç gün boyu yanındayım manolyam,
Mesaj yazmak geliyor bazen,
Durup dururken içimden.
Tam şu anda durduğum yer gibi.
Yüzlerce alfabe arasından,
Türk alfabesini kullanarak.
Yirmi dokuz harften de birkaçını,
Sevdiğim kadınlar var sevmediklerim daha çok
Aralarından geçerken bulandım kire ve pasa
Aklımı kaybetmem bir mevsim aldı yada bir yaş
Artık bunları mesele yapamayacak kadar yaşlıyım.
Ne kadar şuursuzum ki sana geldim sonra koştum
Mutlak soygun var bu aralar yüreğimde,
Kalemin üşüyor yazamıyorum adını, defterime.
Sen, bana olan kininle öleceksin,
Ben, müsvette şiirlerimle.
Ardından bir hastane koridorunda kalp krizleri bırakıyorsun,
Fena kelimeler bırakıyorsun, söylenebilecek ardından.
Bana eskilerden bahsediyorsun da,
Çokta süslü laflarım yoktu aylak telaşlarım da.
Cebimde misket büyüklüğünde kırgınlıklar,
Geceleri mesaimi dolduracak birkaç hayalim.
O zamanlar.
Seni o gün görüp şaşkınlığımı gizleyemeyip,
Bütün hırsımı dudaklarımdan çıkartırken,
Karşında dudaklarımı kana buluyorken,
Sakarya'da mutluluklarımızın belkide acılarımızın paylaşıldığı o yerde,
Üzerimde hayallerin gevşekliği varken,
Ben çok aptal ve biz çok az sarhoşken,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!