Çıktım yaşamın yokuşlarını hayat bir muammaymış
Gördüm ki acun ile ukba meğer içiçe bir saraymış
Döktüm eteklerimdeki taşları meğer bir servetmiş
Yaşamın amacı sevgiyle gönüller yapmakmış
Sevmek o şen şakrak sesini duymaktı
Sevmek gözlerine bakıp dalmaktı
Sevmek o sevecen sıcacık elini tutmaktı,
Sevmek seni dolu dolu hayatı yaşamaktı,
Asla ayrılmamacasına sana sımsıkı sarılmaktı
Sevmek senli hayallere ölesiye dalmaktı,
Güller aşkın son mevsiminde solarmış
Güzeller aşk gezisine çıkmış
Güzel sevmek ademden kalmış
Gülle bülbül birbirine aşıkmış
Güller aşıkın sevdasının sembolü
Haram helal bilmeyenler
Yetim yaşın silmeyenler
Allah-kitap düz gidenler
Cennet yüzü görmesinler
Hatır gönül bilmeyenler
Dinle bu gönül ney’ini ne söylemekte
Ayrılıktan,ikilikten sitem etmekte
Mevlana der; kurtuluş ona dönmekte
Yer gök,bütün alem sema etmekte
Dinle bu gönül ney’ini ne dilemekte
Baharın soluyor tomurcuk can gülleri,
Dökülüyor altın sarısı ömür yaprakları
Özlüyor insan göçüpte giden can dostları
Bir zamanlar ne idik diyor kabir taşları
Rüzgar hoyrat esmekte ömrün sonu göründü
Sonbaharın geçiyor mevsimi,kader sayfamızda varaklar
Dökülüyor ömrümüzden ahh, altın sarısı yapraklar
Doğanın yalnızlığı içinde,doyumsuz kara topraklar
Bir zamanlar neydik dercesine eski uygarlıklar
Rüzgar hışımla esiyor her vadide yaşam suskun
Salaş,köhne bir yalnızlığın içinde kalmışım
Biçare gönlüm ah uykuya hasret olmuşum
Aklım firari,gözyaşlarımı kalbime akıtmışım
Tek başımayım bu alemde kimsesiz kalmışım
Batan güneşle birlikte enginde batıp gitmişim
Elazığın Gazi caddesinde oturan bir bayan evine marangoz ustası çağırır ve evin eski gardrobunun arabalar geçtikte sarsıntıdan cızırdadığını bu yüzden rahatsız olduğunu gardrobu tamir etmesini ister.
Usta gardrobun içine girer ve arabaların geçmesini bekler böylece gardrobun neresinin cızırdadığını tesbit edip onarmak ister.Tam da bu esnada hasbel kader kadının kocası çıkıp gelmesinmi.tabii ilk işi gardrobu açıp üzerini değiştirmektir adamın.Gardrobu açınca elinde keserle oturan adamı görünce kadının kocası basar yaygarayı.kim bu adam ne işi var burada çabuk söyle ne işin var benim gardrobunda diye bas bas bağırır.Bu bir namus şeref haysiyet ölüm kalım meselesidir.Zavallı marangoz bunu bildiği için durumu kurtarmak ortamı yatıştırmak için yüzündeki tüm masum ifadeyle şöyle yalvarır.Gakko şimdi ben diyecem araba beklim sen bahan inanmayacaksın.
Ev sahibi kadının da anlatmasıyla durumu anlar ve başlar bu komik duruma kahkahalarla gülmeye.şöyle der hadi ustam sen araba beklemeye devam et benim karnım çok acıktı hanım yemek hazırla bana.Bu olay birebir yaşanmış gerçek bir hikayeden alınmıştır...
Nihat Gülle
Şair ve yazar
Durmayın mü'minler dost ili ırak
Yakıyor gönlümüzü gizli bir firak
Hak yolundan ayrı dururmu Burak
Vatan-ı asliye hicret edelim
Sılayı rahimle huzur bulalım
Kaleminiz daim olsun... saygılar
ne kadar farklı bir çalışmaydı usta..ilgiyle okudum..emeğinize sağlık....
Haftanın şairi Nihat Gülle'yi yürekten kutluyorum
başarılı bir şair.
yolu açık olsun
şiir kitabı da hayırlı olsun
not: Şiir adına isminizi eklemeyin efendim.zaten şiir sizin. adınız da var. fazlalık oluyor