Pasifik’in sahilinde
Hafızasız okyanusun suretine karıştı tenim
Silkeleyip üzerimden rengimi
Katladım kendimi bir şişeye koydum
Fırlattım Pasifik’in koynuna
Hatırladığı kadar kaldım
Göç yolunda kalanım
Sanki içimden uçup gidiyorlar
Kanatları serin gölgeli
Saklanmalı mı
Kimdi sorular soran
Kimdim cevaplara durduğumda
Kayıp kayboluşları özlemekse
Vazgeç
Münasebetsiz soluklar solsun
Sol yanında asılı duran bir nota
Her şey birden fazla
İkiden eksik
Aynaya bakamayanların
Savurduğu sövgülere
Gülerim ilk çocukluğumdan kalma dudak çizgilerimle
Ki gerçekle yalancıları ayırır apaçık
Onlar üstlerine kendilerini bile alamasalar da
Sözüm onlara ne dair ne dahil
Derine akar ıslak tuz, içeri döner
Bakışı mavi ötüşlü kuşun;
Ki alıç kuşlarıyla kuğuları aldatır en çok.
Hiçliğin değeri hepi yutar
Ve hiçbir şarkı dilini unutmaz sağırlığında.
Zaman anlamını adının tınısında taşır herkes kadar,
Yanlış hikayelerde uyandı tüm kahramanlar
Elime yüzüme bulaşmış bu kelimeleri
Nerde neyle yıkamalı...
Hep bir kitap bir şiir olmaktan
Ötesi gerek bana
Giden gelen
Ve gider gelen.
Kıpır kıpır bomboş bakışlar,
Uzak dur bedenim, çekil kanım,
Şekil versin bırakın bana
Satürün’e olan aşkım.
Gül savaşında bir er
Usuldan sokulur gibi konuşan
Ve okşanır yersiz kalmışlıklar
Bir an sonrasını düşler
İnanır gibi
Mutlu son;
Bachmann yanar yalnızlığında
Şampanyalarla uyku ilaçlarını karıştırır Marilyn
Veli bir kanalizasyon çukuruna düşürür imgelerini
Freud çözümsüzlüğüne tökezleyip atar pencereden inançlarını
Van Gogh kulağını kesmiştir
Kimse duyamaz artık bizi
Yanmışlığında üşüdün mü
Küllerini yıkadı yağmurun şiiri
Zamanın başka ucundan duydum şarkını
Kuğum,duyamasan da sana uzandı ellerim
Sarıydı saçların en az ruhun kadar
Ve ben yarın olmayacak bugününe düştüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!