Emperyalizm(Bir milletin başka bir milleti siyasi ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesi, yayılmacılık) biriktirdikçe biriktiriyor du.
Bankaları, büyük malikânelerinin içindeki kasaları altınla, paralarla, elmaslarla, hisse senetleri ile doluyordu.
Parası çoğaldıkça, altınları çoğaldıkça bunları koruma, kollama içgüdüsü gelişiyordu.
Dünyanın ürettikleri, halkların refahı için tüketilmiyor, bankalarda, kasalarda yatırılıyordu.
Bir yandan sefaletin açlığın soğuğun, hastalığın, savaşların, köleliğin pençesinde cebi boş insanlar, diğer yanda ise damarlarında kan yerine para dolaşan emperyalistler.
Daha büyük kasalar, daha kapsamlı güvenlik önlemleri almaya itiyor.
Herkese güvenini yitiriyor, paranoyak oluyordu, emperyalistler.
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,