Her şey O’nu anlatır, O’nu haykırmaktadır,
Nefsine mağlup olan, ateşe koşmaktadır.
Hayat denen mevhuma, hiç boşuna sarılma,
Yalan bir rüya gibi, seni aldatmaktadır.
Sermaye-i ömrü, talan eyledim.
Bitti ömür, ben ne hata eyledim.
Zalim nefsi, gaflet ile besledim.
Gözüme perdeyi, çektim çekeli.
Bilmedim bu yolun, bir sonu varmış.
Sarsıldı saltanatı, anarşinin terörün,
Daha neler yapacak, hele sabredin görün,
Ne tuzaklar kuracak, sunacak bu pazara,
Daha ne fidanları, sokacaklar mezara.
İşçiyi, talebeyi, kışkırtıp sokaklarda,
Aklıdan çıkarsan, huzur mu kalır.
Zikrinden mahruma, olmaz ki sükûn.
Çok nimet verse de, lezzeti alır.
Ahirette gelir, önüne yekûn.
İzzetini koru, devam cezbeye,
Ey yapraklarım döküldü
goncam soldu diye üzülen güzel Gül!
Üzülme solan ve dökülenler,
gelecek daha güzellerin yolunu açacağını unutma.
Büyük âlim ve mütefekkirlerimiz tarafından;
Dünyayı sevmediğini söyleyen, şikayetlerle hakaretler yağdıran dört insan gurubunun var olduğu söyleniyor..
Birini gurup insanlar:
Ehl-i marifettir.
Ali sözler temiz ağızların hakkıdır.
İlmi ledun havassı azamın işidir.
Aşkını şehvetinden ayıramayanların, Allah’ın adına aşk demeleri ancak ve ancak, haddi aşıp maluma muhalif hezeyanla etrafındaki bazı zevat ile cinsi latifin ilgisini çekmekten başka bir şey değildir.
Ehli hakikat ve marifet, hakkı, hak üzre olanlarla, hak meclislerinde paylaşır.
Hayat bir yarış ki, sensin rakibin,
Ölüm öyle bir dert, yoktur tabibin,
Yazılandan başka, var mı nasibin,
Kaderden öteye, bir yol bulunmaz.
İnsanlar,
DEĞERSİZ, FANİ, BASİT,
GÜNÜBİRLİK şeyler üzerinde
GEREĞİNDEN FAZLA düşündükleri için
DÜŞÜNMELERİ GEREKEN DEĞERLİ ŞEYLERİN FARKINA BİLE VARAMIYORLAR.
Dünya imtihandır, sorularım çok.
İmkanlar müsait, mazeretim yok.
Durma çalış diyor, bana yaradan,
Nefsini kurtar sen, ötede nardan.
Hayat dediğin ne, sanki bir rüya,
Hislerime tercüman olan bir uslup tebrikler
Efendim bu güzel hafta için çok güzel dizeler tebrikler elinize yüreğinize sağlık
Evet Necdet bey Çok doğru Tebrikler