İnsan, sadece akıldan ibaret değil ki,
her şeyi sebep ve sonuçları ile düşünsün.
İnsanda, hükmünü aklın aksine icra eden,
his ve duyguların merkezi olup, ferman dinlemeyen bir kalp var ki!
Mevsimler farklı farklı, yazı kışı baharı,
Gün yirmidört saatsa, var leyli ve neharı,
İsmi Rahman ve Rahim, unutma var Kahharı.
Sakın nefse aldanma, tedbirli ol diyorum.
Aldanma çevrendeki, gaflete dalanlara,
Evimin direği, başımın tacı,
Sensiz geçen günler, içimde sancı,
Çaresiz derdimin, sensin ilacı.
Gönlümün sultanı, cefakâr Babam.
Ellerini öpmek, can verir bana.
1- (Elif, Lâm, Mîm.)
Hurf-u mukatta-a olup gerçek manasını Allah ve Resulü bilir.
Sarf, nehiv kurallarına göre Müfessirlerimiz birçok şeyler söylemekle beraber, Manası meçhul olup âlimlerimizin şahside olsa isabetli ve güzel yorumları vardır.
Özellikle Bediüzzaman Said Nursi (Hz.) İşaratu-l icaz isimli tefsirine müracaat edilmelidir.
3- Onlar ki gayba iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.
Yine o muttakiler, (hayatı ciddiye alan, disiplinli bir yaşama talip olan, hayattan yüce ve sonsuz beklentileri olanlar) beşerin Allah’ı görme kapasitelerinin yetersizliğinden dolayı O’nu göremeseler de, yaratılmış olan tüm yaratıkların tek ve bir yaratıcısı olduğunu düşünür ve inanırlar.
Yaratıcının, mahlûkatı yaratmasında çok önemli maksatları olduğu gibi; insan yetenek ve kapasitesinin sınırlı oluşu, imkân ve ihtiyacın her geçen gün yeni şeyleri bilgi ve görüş alanımıza sunması nedeni ile âlemin şuan gördüklerimizden ibaret olmadığın idrak ederler.
Zaman izafi kavram, dönüyor gece gündüz,
Bu dönüşü anlatmaz, beşer kaynaklı bir söz,
Ebede hasret gönül, alev, alev yanan köz,
Düşünsem de bir ömür, aklım almaz ki benim.
Yerler gökler zikirde, insan neden gaflette,
Yerine göre zırh ve silah,
yerine göre kalem ve kelam,
Yerine göre gönülleri fetheden bir selam.
Bulunduğun halin hakkını ver tembellik etme VESSELAM.
Ne emin ol, ne mükedder.
İntikam kılıcı,
hırs kalkanını kullanan yenilmekten kurtulamaz.
Zafer,
sevgi süngüsünün ucunda,
saygı tankının kulesinde,
Bahçemde açılan, gonca gülümdün,
Umardım sende, benle ölürdün.
Maalesef sen beni, vurup ta gittin.
Attığın kurşunu, saklayacağım.
Maral gibi seker iken, kayadan,
Uçtuğuma bakma sen,
Yerde sürünmekteyim.
Bir mum gibi an bean,
Eriyip bitmekteyim.
Kolum kanadım kırık,
Hislerime tercüman olan bir uslup tebrikler
Efendim bu güzel hafta için çok güzel dizeler tebrikler elinize yüreğinize sağlık
Evet Necdet bey Çok doğru Tebrikler